24 Ağustos 2016 Çarşamba

Korkularla Yaşıyoruz...

Yıllarca Kişisel Gelişim Eğitimleri aldım, yüzlerce kitap okudum. hepsinin nedeni korkularımdan kurtulmak ve daha huzurlu bir hayat yaşamak içindi. Kendimi belli bir noktaya gelmiş hissediyorum ancak toplumsal olarak içinde bulunduğumuz şu kaoslu günlerde korkularımı bertaraf edemediğimi görüyorum.

Dün gece yastığa başımı koymuş uyumayı beklerken şiddetli bir patlama sesi ile yatağımdan fırladım ve kendimi kontrolsüzce çocukların odasında buldum, onların iyi olduğunu ve korkmadığını görünce dışarıda neler olup bittiğini anlamak için pencereye koştum. Etrafta olumsuz hiç bir şey yoktu, kimse de herhangi bir telaş durumu yoktu. Sonra eşim "bir arabanın tekeri patladı sanırım " dedi. Muhtemelen öyle bir şeydi çünkü kimsede panik havası yoktu.


Yatağa tekrar uzandığımda vücudumu derin bir korkunun sardığını fark ettim, kalp atışlarımı kulağımın dibindeymişcesine net bir şekilde duyuyordum, nefes alış verişim de değişmişti. Kendime ilk itiraf ettiğim şey çok derin bir korku yaşadığım ve panik haline doğru gittiğimdi. Burası tehlikeli bir yerdi ve ona kendimi kaptırırsam korkum beni esir alacaktı. Nefesimi kontrol etmeye ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım, kalp atışlarım yavaş yavaş normale döndü ve nefesim olması gerektiği gibi olmaya başlayınca kendime ilk şunu sordum; "beni korkutan şey neydi?" evet sorunun cevabı önemliydi.

"yakınımızda bir yerde bomba patlarsa ve çocuklarımı bu durumdan koruyamazsam ne yaparım?"düşüncesi sürekli zihnimi rahatsız etti. Türlü çeşitli senaryolar yazmaya başladım. Çaresizlik ve hiç bir şey yapamama duygusu çok ağır ve çok ürkütücü. En önemlisi de korkularımın kendimle ilgili değil de çocuklarımla ilgili olması." Ya onları koruyamazsam" duygusu beni çok etkilemişti.. ne tuhaf dimi benden önce gelen varlıklarım var , onların yanında ben yokum biz var. ben değil biz...

Ve şimdi aklımı başıma topladığımda koca bir yumruk atıp kendime gelmek istiyorum. Yıllardır bombaların arasında yaşamını sürdüren insanları düşündüm. yeri yurdu, dini, dili ırkı önemli değil. dünyanın başka başka yerlerinde, ülkemin yanı başında ve hatta benim topraklarımda yaşayan nice kardeşlerim gece yastığa başını koyarken sabah uyanıp uyanamayacağından emin değil, sabah işe sevdiklerini öpüp koklayarak gidip akşama evine dönüp dönemeyeceğinden emin değil. askerdeki oğlundan iyi haber bekleyen, her gün yüreği ağzında yaşayan anneleri düşündüm.Ev halkına belli etmeden sessiz köşelerde ağlayıp Allah!a dualar eden, sakinleştirici ilaçlarla günü geçiren babaları düşündüm. Tarifsiz bir duygu bu...

Son dönem de vahşetin acının en ağırlarını gördük. haberleri izleyemiyor, gazeteleri okuyamıyorum, sosyal medya da gördüğüm fotografları hızlıca geçiyorum. kendimi ne kadar korumak istesem de çok zor. Dünyanın neresinde olursa olsun insanca yaşamaktan bu kadar uzak insanlar görmek istemiyorum, en önemli , en doğal hakkı olan yaşamak ve nefes almak hakkını yaşayamayan insanların olduğunu bilmek istemiyorum. Geceleri yanıbaşında bombalar patlarken yavrularına sıkıca sarılıp gözyaşları içinde sabah olsun diye dua eden annelerin olduğunu düşünmek istemiyorum. Bir deği,l iki değil, üç değil, tam dört evladını toprağa veren annenin feryadını duymak istemiyorum. Her ne kadar  içim yaşama aşkıyla dolu olsa da bir annenin yavrusundan böylesine koparılmasının tesellisini bulamıyorum. Yaşadığım şu dünya ya ağız dolusu  küfür edesim geliyor, Yaşamak hiç bu kadar keder vermemişti bana. Şimdi her çocuğuma sarılışımda, evladının kokusuna hasret  o anneleri düşünüp yaptığımdan hicap duyuyorum. Neredeyse kendimden utanıyorum, hayattan utanıyorum, kendimden utanıyorum. Dünyanın geldiği bu durumdan utanıyorum, insanı bu derece değersizleştiren insan müsveddelerinden utanıyorum, para, güç ve iktidar kavgasının suçsuz , günahsız insanları bu hale getirmesinden utanıyorum.

Tüm bunları yaşıyor olmamızın bir nedeni vardır elbet. Yaradan'ın aklından üstün değil ki aklımız anlayalım. Yaşanan her şeyi görüyorum ve çok ama çok üzgünüm. Sadece Allah'a sığınıp dua ediyorum. Bütün bu olanların bir an evvel geçmesini diliyorum ve kendimi olumsuz duyguların girdabına bırakmayıp, kendimi teselli etmenin yollarını arıyorum.

Eğer yaşadığım o korkunun kollarına kendimi bırakırsam beni içine alıp, hasta edeceğini biliyorum ve buna asla izin vermeyeceğim. Bu yazıyı okuyan kardeşim sen de izin verme. Çalışalım, okuyalım, üretelim ve bu dünya ve toplum için neler yapabileceğimizi bulalım. Ancak böyle olursa bu süreci atlatabiliriz.

Sevginin hüküm sürdüğü bir dünya dileğiyle....

2 yorum:

  1. Yazınızı okurken yalnız değilmişim diye düşündüm, sizle aynı şeyleri düşünüyoruM. Yaşıyorum, panik atak gibi oldum, yüksek ses, bir tehlike ihtimali hemen benim de aynı şekilde kalbimde çarpıntı yaratıyor artık. Trafik birden kitlense, aklıma bambaşka şeyler geliyor artık ! Sonrada sizin dediğiniz gibi gerçekten savaşın içinde yaşayanları düşünüyorum, kendime kızıyorum. İnşallah herşey daha iyiye gider.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüm dualarım bu yönde. Dilerim savaş artık biter 😘💐

      Sil