14 Mart 2017 Salı

Konak Hastenesi Yöneticisi Özlem Kuyruklu ile Annelik üzerine...

 Değerli takipçilerim yine çok keyifli bir Anne Röportajı ile sizlerle beraberim. Bu hafta Konak Hastanelerinin Yetkililerinden Özlem hanımla sohbet ettik , eminim keyif alarak okursunuz. Bazen karşılaştığım annelerden küçük bir sitem duyuyorum " Benimle ne zaman röportaj yapacaksınız?" diye. Herkesin deneyimini ve neler yaşadığını çok merak ediyor, bu bilgileri de sayfama taşımayı çok istiyorum. Bana mutlaka ulaşın ve beraber güzel bir röportaj yapalım. Her hikaye kıymetlidir çünkü....

Bakalım Özlem hanımla neler konuşmuşuz? Keyifli okumalar...



Merhaba Özlem hanım, şehrimizin en köklü, en başarılı hastanelerinden Konak Hastanesinde Yöneticisiniz , görevinizi başarıyla devam ettirirken bir yandan da Annelik görevinizi yerine getiriyorsunuz. Bugün bir anne olarak neler yaşadığınızı konuşmak istiyorum. Önce biraz bize kendinizi anlatır mısınız?


Elbette, 18.02.1982 İzmit doğumluyum. Her zaman yanımda olan ve benden desteğini hiç esirgemeyen memur bir baba, en yorgun anlarımda yanımda olan ve en büyük motive kaynağım ev hanımı bir annenin ilk çocuğuyum. 3 canyoldaşı kardeşe sahip şanslı bir ablayım. İyilik meleği diyebileceğim, pozitif düşünce Koç’um Öznur, teknolojik bilirkişim Onur sayesinde.

Doğa içinde şehrin gürültüsünden uzak Kullar semtinde geçen çocukluğum sürecinde Sağlık sektörü ile karşılaşmam lisedeki Bilgisayar bölümünde göstermiş olduğum başarının hafızada kalması ile mezun olduktan sonra öğretmenlerimin yönlendirmesi ile oldu. İzmit’te bir özel tıp merkezinde 17 yaşında arşivlenecek dosyaların bilgisayara girilmesi ile başlayan basit bir iş tanımından doğan bir hikaye aslında. Üniversite hazırlıkta part time olarak başladığım bu sağlık yolculuğu, üniversiteyi ikinci öğretim okumayı tercih edip sağlıktan halen ayrılamamamın en güzel ispatı şeklinde oldu.  4 yıl tıp merkezinde ki yoğun çalışmadan sonra kaçmaya çalıştım ama nafile. Tesadüfler Konak Sağlık grubu ile karşılaşmamla sağlık yolculuğuma devam ettirdi bu hikayeyi. 2002’de Konak’la tanışmamın ardından çok kısa bir süre sonra 2003’te yol arkadaşım, yoldaşım Erdal Kuyruklu ile 18.07.2004’de evlenerek hayatımızı birleştirdik.Bu güzel birliktelik sonrasında da 2005 yılının Temmuz ayının 4’ünde Başak kızıma, 2014 yılının Haziran ayının 2’sinde de Beyza kızıma kavuştum.


Annelik planladığınız birşey miydi? Yoksa sürpriz mi oldu sizin için?

Eşim ve ben çocukları çok sevdiğimiz için evliliğimizin 1. Yıl dönümünü 14 günlük bir bebek kucağımızdayken kutladık.  İkinci kızımız ise kardeş isteğiyle yanıp tutuşan ablasının planlamasıydı diyebiliriz. Tabi ki çocuklarıma sürprizdir diyemem her ikisi de Rabbim’in bize verdiği mucize.


Evladınızı ilk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?


Klişe olacak ama ilk duygum “ANNE OLUNCA ANLARSIN” ın anlamını yaşamaktı. Ve o an “Nefesim Bile Durmalı Ki Bebeğim Nefes Alıyor Mu Diye Duymalıyım” dedim. İkinci kızımda ise duygu daha tanıdık olmakla birlikte tek farkı o an bebek duygusu ablasının duygusu ile birlikte daha da yoğundu.

Zorlandığınız durumlar oldu mu?

İlk bebeğim, benim narin kızım, adı gibi bir buğdayın başı gibi en ufak bir şeyde dalgalanma yaşayan duygusal kızım BAŞAK, işe erken dönmemin zorluğu ile onu 2 aylık evde bıraktığım ilk günde, o ana kadar anne kucağından ayrılmamasının üstüne eve işten döndüğümde benden gözlerini kaçırıp gözleri sulanarak beni karşılamasıydı. İkimiz içinde zor bir sınavdı.


Eşiniz ve diğer aile fertlerinden destek aldınız mı?


Eşim geceleri özellikle emziren bir anne olsamda beni yalnız bırakmadı ve hep benimle birlikteydi. Ancak gündüz ve akşamları yoğun işi, gece dersleri ve yüksek lisans süreci nedeni ile biraz daha az görüştüğümüz dönem geçirdik. Ailem ve eşimin ailesi ise her süreçte hep yanımızda destek oldular. BAŞAK benden çok Anneanne ve Babaanne ile büyüdü diyebiliriz.

İki kız çocuk annesi olmak nasıl bir duygu?

Tek bir kızım varken kendimi çok şanslı hissediyordum. İki kızım olunca şansım katlandı. Paylaşımlar çok fazla oldu. Aynı cins olmalarının avantajını olumlu anlamda görüyor ve yaşıyoruz. Aralarında 7 yaş olmasına rağmen birlikte çok güzel vakit geçirebiliyorlar. Burada en önemli faktörlerden biri de Başak kızım, kendisi Yengeç burcu ve burcunun en belirgin özelliklerinden biri olan anaçlığı çok güzel taşıyor. Kardeşine ablalık duygusu bu anlamda çok gelişmiş ve ilişkilerinin iyi olmasına da yansıyor.

Kardeş kıskançlığı yaşadınız mı? Çözüm yollarınız nelerdi?


En önemli şansım ablamızın kıskançlık duygusu, ablalık duygusunun asla önüne geçmedi ve hiç kıskançlık ile ilgili kriz yaşamadık. Sadece “anne ikimize de yetmen gerekiyor” talepleri oldu. Tabii genelde abladan. Çünkü küçük kızımız Beyza kıskançlık duygusu baskın olan bir çocuk hiç olmadı. Genelde pozitif düşünen ve her anını eğlenmeye odaklayan yapıcı bir çocuk oldu. Ablamız Başak da her zaman olumlu ve uyumlu yaklaştı. Bazen tabii küçük anne gibi çok bilmişlik tasladığımızda oldu…

Kız çocuklarının babaları ile olan ilişkileri çok özeldir, bazen dışladığınızı hissettiğiniz oluyor mu?


Başak, babası ile vakit geçirmekten hep zevk aldı. Beni pek alışverişlerine dahil etmek istemediler. Beyza dan belki o benimle takılır diye umudum vardı. Oda babacı çıktı. Ama  durum benim için birazda kaçınılmazdı. Güzel olan, çocukların işimden dolayı yokluğumda, babalarıyla her dakikasında kaliteli zaman geçirmelerioldu.

Kızlarınızla özellikle neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?


Aslında çocuklarla birşeyler yapacak vakit çok kısıtlı. Ama o kısıtlı vakti iyi değerlendirmek için hep beraber çabalıyoruz. Özellikle çok şeyler yapmaya çalışmak değil ama kaliteli zaman geçirmek bizim için kaçınılmaz mecburiyet. Çocuklarımın birazda evcimen yönleri de var. Evde aile oyunlarını oynamayı çok seviyoruz.


Çocuklarınızın okul tercihlerini yaparken nelere dikkat ettiniz?


Büyük kızım Başak 6. sınıfa gidiyor. İlkokuluSeymen Kolejinde okudu. İlkokulda Ayhan öğretmenimizin emekleri ile 4 yılı anne sıcaklığı ile geçirdik.(NOT: Ayhan öğretmenimiz bu arada kadın ismi Ayhan deyince şaşırtma olmasın J) Sonrasında biz ve Başak’ında isteği ile birlikte 5. sınıfta Ted Kolejine geçiş yaptık. Benim için en önemli olançocuğumun nerede mutlu olduğu ve çantasına neler biriktirdiği. Şu anda da mutlu. Küçük kızım Beyza seneye yoğun bir şekilde eğitim sürecine başlayacak. Şu anda yarım gün kreşe giderek hem gelişimine katkı sağlıyor hem de evde sürekli aynı şeyleri yapmaktan uzaklaşarak, sosyal aktivitelerin içinde oluyor.

Kendinizi nasıl bir anne olarak tanımlarsınız?

Çocuklarımla işim gereği çok vakit geçiremediğim için suçlu bir anne olarak tanımlayabilirim. Ancak günümüz şartları ve mesleki tercihler bunu gerektirdiği için dengelemeye çalışıyorum.
Bu yüzden tanımlamaya gelince kendime disiplinli ve kuralcı bir anneyim diyebilirim.  Çocuklarımın saygılı olması için mutlaka bir şeyler katmaya çalışırım.


Hastane ortamında çalışıyorsunuz ve Eminim çok stresli ve sıkıntılı bir durum bu. Sürekli hastalarla ve hastalıklarla ilgileniyor olmak sizi yıpratıyor mu? Kendinizi yenilemek için neler yapıyorsunuz?

Hastane ortamında çalışmanın en önemli özelliği tıbbi hizmeti veren siz olmasanızda idari hizmetleri veren bir birim olarak hastanın sağlığa ulaşma yolcuğundaki rolünüz.  Çoğu zaman hasta bizi görmez. Biz genelde işin arka tarafındayız. Restoran örneği kullanırsak, biz yemeğin malzemesini doğru seçmek, doğru fiyat listesini oluşturmak, doğru garson temini yapmak gibi onlarca kalem hizmeti yapan bölümüz.

Bu yıl 20. sağlık yılımı kutluyorum. 1998 yılında başladım bu yolculuğa. Yıpratıcı bir iş yapıyoruz. Ama yaptığımız işin hizmet olması hele hele bu hizmetin sağlık olması oldukça kişisel tatmin ve mutluluk veriyor. Evet çok stresli. Ne zaman, ne yoğunluk olacağı, hangi acil bir işin çıkacağı belli değil. Bazen eve üç gün gitmezsiniz. Bazen gittiğinizde çocuklar uyumuş olur. Her durumda bende bir hasta ve hasta yakınıyım düşüncesini unutmadan çalışmak en güçlü motivasyon aracım.Her hastanın yerinde bende olabilirdim demek asla unutmak istemediğimiz bir düşünce. Bizi diri tutanda bence bu düşünce. Bununla birlikte yöneticiliğini yaptığım alanda çalıştığım ekiple bulundukları bir çok pozisyon ve görevi yapmış olmaktan geçiyor.

Anne adaylarına ve Yeni anne olmuş olanlara tavsiyeleriniz neler olurdu?
Günümüzde anne adaylarının odaklandığı ana konu gebelik ve doğum oluyor. Doğum yaptığı gün annelikle karşılaşıyorlar. Evet hepimiz biliyoruz ki annelerimiz özene bezene mutlaka bir sürü alışverişle anneliğe hazırlanıyor. Aslında anneliğe hazırlanmıyor. Bence annelik hazırlığı için annenin bebek ile ilgili tüm süreçlere biraz daha hakim olması en büyük tavsiyem olur. Özellikle ilk doğumumda ve bir çok çevremde de karşılaştığım eksiklik bu. Çocuklarımız biz ne verirsek sonuç olarak onu alırlar. Vermediğimiz şeyleri onlardan beklemeyelim. Mutlu olmayacakları şeyleri de sadece biz mutlu olacağız diye de onlardan beklemeyelim.

Değerli zamanınızı ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

Yeni röportajlarda görüşmek üzere...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder