Değerli takipçilerim yine çok keyifli bir Anne Röportajı ile sizlerle beraberim. Bu hafta Konak Hastanelerinin Yetkililerinden Özlem hanımla sohbet ettik , eminim keyif alarak okursunuz. Bazen karşılaştığım annelerden küçük bir sitem duyuyorum " Benimle ne zaman röportaj yapacaksınız?" diye. Herkesin deneyimini ve neler yaşadığını çok merak ediyor, bu bilgileri de sayfama taşımayı çok istiyorum. Bana mutlaka ulaşın ve beraber güzel bir röportaj yapalım. Her hikaye kıymetlidir çünkü....
Bakalım Özlem hanımla neler konuşmuşuz? Keyifli okumalar...
Merhaba Özlem hanım, şehrimizin en köklü, en başarılı hastanelerinden Konak Hastanesinde Yöneticisiniz , görevinizi başarıyla devam ettirirken bir yandan da Annelik görevinizi yerine getiriyorsunuz. Bugün bir anne olarak neler yaşadığınızı konuşmak istiyorum. Önce biraz bize kendinizi anlatır mısınız?
Elbette, 18.02.1982 İzmit doğumluyum. Her zaman yanımda olan ve
benden desteğini hiç esirgemeyen memur bir baba, en yorgun anlarımda yanımda
olan ve en büyük motive kaynağım ev hanımı bir annenin ilk çocuğuyum. 3
canyoldaşı kardeşe sahip şanslı bir ablayım. İyilik meleği diyebileceğim,
pozitif düşünce Koç’um Öznur, teknolojik bilirkişim Onur sayesinde.
Doğa içinde şehrin gürültüsünden uzak Kullar
semtinde geçen çocukluğum sürecinde Sağlık sektörü ile karşılaşmam lisedeki
Bilgisayar bölümünde göstermiş olduğum başarının hafızada kalması ile mezun
olduktan sonra öğretmenlerimin yönlendirmesi ile oldu. İzmit’te bir özel tıp
merkezinde 17 yaşında arşivlenecek dosyaların bilgisayara girilmesi ile
başlayan basit bir iş tanımından doğan bir hikaye aslında. Üniversite
hazırlıkta part time olarak başladığım bu sağlık yolculuğu, üniversiteyi ikinci
öğretim okumayı tercih edip sağlıktan halen ayrılamamamın en güzel ispatı
şeklinde oldu. 4 yıl tıp merkezinde ki
yoğun çalışmadan sonra kaçmaya çalıştım ama nafile. Tesadüfler Konak Sağlık
grubu ile karşılaşmamla sağlık yolculuğuma devam ettirdi bu hikayeyi. 2002’de
Konak’la tanışmamın ardından çok kısa bir süre sonra 2003’te yol arkadaşım, yoldaşım
Erdal Kuyruklu ile 18.07.2004’de evlenerek hayatımızı birleştirdik.Bu güzel
birliktelik sonrasında da 2005 yılının Temmuz ayının 4’ünde Başak kızıma, 2014
yılının Haziran ayının 2’sinde de Beyza kızıma kavuştum.
Annelik planladığınız birşey miydi? Yoksa sürpriz mi oldu sizin için?
Eşim ve ben çocukları çok sevdiğimiz için evliliğimizin
1. Yıl dönümünü 14 günlük bir bebek kucağımızdayken kutladık. İkinci kızımız ise kardeş isteğiyle yanıp
tutuşan ablasının planlamasıydı diyebiliriz. Tabi ki çocuklarıma sürprizdir
diyemem her ikisi de Rabbim’in bize verdiği mucize.
Klişe olacak ama ilk duygum “ANNE OLUNCA ANLARSIN”
ın anlamını yaşamaktı. Ve o an “Nefesim Bile Durmalı Ki Bebeğim Nefes Alıyor Mu
Diye Duymalıyım” dedim. İkinci kızımda ise duygu daha tanıdık olmakla birlikte
tek farkı o an bebek duygusu ablasının duygusu ile birlikte daha da yoğundu.
Zorlandığınız durumlar oldu mu?
İlk bebeğim, benim narin kızım, adı gibi bir
buğdayın başı gibi en ufak bir şeyde dalgalanma yaşayan duygusal kızım BAŞAK, işe
erken dönmemin zorluğu ile onu 2 aylık evde bıraktığım ilk günde, o ana kadar
anne kucağından ayrılmamasının üstüne eve işten döndüğümde benden gözlerini
kaçırıp gözleri sulanarak beni karşılamasıydı. İkimiz içinde zor bir sınavdı.
Eşiniz ve diğer aile fertlerinden destek aldınız mı?
Eşim geceleri özellikle emziren bir anne olsamda
beni yalnız bırakmadı ve hep benimle birlikteydi. Ancak gündüz ve akşamları
yoğun işi, gece dersleri ve yüksek lisans süreci nedeni ile biraz daha az
görüştüğümüz dönem geçirdik. Ailem ve eşimin ailesi ise her süreçte hep
yanımızda destek oldular. BAŞAK benden çok Anneanne ve Babaanne ile büyüdü
diyebiliriz.
İki kız çocuk annesi olmak nasıl bir duygu?
Tek bir kızım varken kendimi çok şanslı hissediyordum. İki kızım olunca şansım katlandı. Paylaşımlar çok fazla oldu. Aynı cins olmalarının avantajını olumlu anlamda görüyor ve yaşıyoruz. Aralarında 7 yaş olmasına rağmen birlikte çok güzel vakit geçirebiliyorlar. Burada en önemli faktörlerden biri de Başak kızım, kendisi Yengeç burcu ve burcunun en belirgin özelliklerinden biri olan anaçlığı çok güzel taşıyor. Kardeşine ablalık duygusu bu anlamda çok gelişmiş ve ilişkilerinin iyi olmasına da yansıyor.
En önemli şansım ablamızın kıskançlık duygusu,
ablalık duygusunun asla önüne geçmedi ve hiç kıskançlık ile ilgili kriz
yaşamadık. Sadece “anne ikimize de yetmen gerekiyor” talepleri oldu. Tabii
genelde abladan. Çünkü küçük kızımız Beyza kıskançlık duygusu baskın olan bir
çocuk hiç olmadı. Genelde pozitif düşünen ve her anını eğlenmeye odaklayan
yapıcı bir çocuk oldu. Ablamız Başak da her zaman olumlu ve uyumlu yaklaştı.
Bazen tabii küçük anne gibi çok bilmişlik tasladığımızda oldu…
Kız çocuklarının babaları ile olan ilişkileri çok özeldir, bazen dışladığınızı hissettiğiniz oluyor mu?
Başak, babası ile vakit geçirmekten hep zevk aldı.
Beni pek alışverişlerine dahil etmek istemediler. Beyza dan belki o benimle
takılır diye umudum vardı. Oda babacı çıktı. Ama durum benim için birazda kaçınılmazdı. Güzel
olan, çocukların işimden dolayı yokluğumda, babalarıyla her dakikasında
kaliteli zaman geçirmelerioldu.
Kızlarınızla
özellikle neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Aslında çocuklarla birşeyler yapacak vakit çok
kısıtlı. Ama o kısıtlı vakti iyi değerlendirmek için hep beraber çabalıyoruz.
Özellikle çok şeyler yapmaya çalışmak değil ama kaliteli zaman geçirmek bizim
için kaçınılmaz mecburiyet. Çocuklarımın birazda evcimen
yönleri de var. Evde aile oyunlarını oynamayı çok seviyoruz.
Çocuklarınızın okul tercihlerini yaparken nelere dikkat ettiniz?
Büyük kızım Başak 6. sınıfa gidiyor. İlkokuluSeymen Kolejinde okudu. İlkokulda Ayhan öğretmenimizin emekleri ile
4 yılı anne sıcaklığı ile geçirdik.(NOT: Ayhan
öğretmenimiz bu arada kadın ismi Ayhan deyince şaşırtma olmasın J) Sonrasında biz ve
Başak’ında isteği ile birlikte 5. sınıfta Ted Kolejine geçiş yaptık. Benim için
en önemli olançocuğumun nerede mutlu olduğu ve çantasına neler biriktirdiği. Şu anda da mutlu.
Küçük kızım Beyza seneye yoğun bir şekilde eğitim sürecine başlayacak. Şu anda yarım
gün kreşe giderek hem gelişimine katkı sağlıyor hem de evde sürekli aynı
şeyleri yapmaktan uzaklaşarak, sosyal aktivitelerin içinde oluyor.
Kendinizi nasıl bir anne olarak tanımlarsınız?
Çocuklarımla işim gereği çok vakit geçiremediğim
için suçlu bir anne olarak tanımlayabilirim. Ancak günümüz
şartları ve mesleki tercihler bunu gerektirdiği için dengelemeye çalışıyorum.
Bu yüzden tanımlamaya gelince kendime disiplinli
ve kuralcı bir anneyim diyebilirim. Çocuklarımın saygılı olması için mutlaka bir
şeyler katmaya çalışırım.
Hastane ortamında çalışıyorsunuz ve Eminim çok stresli ve sıkıntılı bir durum bu. Sürekli hastalarla ve hastalıklarla ilgileniyor olmak sizi yıpratıyor mu? Kendinizi yenilemek için neler yapıyorsunuz?
Hastane ortamında çalışmanın en önemli özelliği tıbbi hizmeti veren siz olmasanızda idari hizmetleri veren bir birim olarak hastanın sağlığa ulaşma yolcuğundaki rolünüz. Çoğu zaman hasta bizi görmez. Biz genelde işin arka tarafındayız. Restoran örneği kullanırsak, biz yemeğin malzemesini doğru seçmek, doğru fiyat listesini oluşturmak, doğru garson temini yapmak gibi onlarca kalem hizmeti yapan bölümüz.
Bu yıl 20. sağlık yılımı kutluyorum. 1998 yılında
başladım bu yolculuğa. Yıpratıcı bir iş yapıyoruz. Ama yaptığımız işin hizmet
olması hele hele bu hizmetin sağlık olması oldukça kişisel tatmin ve mutluluk
veriyor. Evet çok stresli. Ne zaman, ne yoğunluk olacağı, hangi acil bir işin
çıkacağı belli değil. Bazen eve üç gün gitmezsiniz. Bazen gittiğinizde çocuklar
uyumuş olur. Her durumda bende bir hasta ve hasta yakınıyım düşüncesini unutmadan
çalışmak en güçlü motivasyon aracım.Her hastanın yerinde bende
olabilirdim demek asla unutmak istemediğimiz bir düşünce. Bizi diri tutanda
bence bu düşünce. Bununla birlikte yöneticiliğini yaptığım alanda çalıştığım
ekiple bulundukları bir çok pozisyon ve görevi yapmış olmaktan geçiyor.
Anne adaylarına ve Yeni anne olmuş olanlara tavsiyeleriniz neler olurdu?
Günümüzde anne adaylarının odaklandığı ana konu
gebelik ve doğum oluyor. Doğum yaptığı gün annelikle karşılaşıyorlar. Evet
hepimiz biliyoruz ki annelerimiz özene bezene mutlaka bir sürü alışverişle
anneliğe hazırlanıyor. Aslında anneliğe hazırlanmıyor. Bence annelik hazırlığı
için annenin bebek ile ilgili tüm süreçlere biraz daha hakim olması en büyük tavsiyem
olur. Özellikle ilk doğumumda ve bir çok çevremde de karşılaştığım eksiklik bu.
Çocuklarımız biz ne verirsek sonuç olarak onu alırlar. Vermediğimiz şeyleri
onlardan beklemeyelim. Mutlu olmayacakları şeyleri de sadece biz mutlu olacağız
diye de onlardan beklemeyelim.
Değerli zamanınızı ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Yeni röportajlarda görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder