7 Ocak 2017 Cumartesi

Hande KAYA ile annelik üzerine...

Merhaba sevgilim okurlarım bu hafta  çok zor ve üzücü bir hafta geçirdik, her şeye rağmen hayata bağlanmanın ve umut içinde olmanın yollarını aradık. Kendi adıma söyleyecek olursam çok üzüntülüyüm ve karamsarım ancak kendimi bırakmak ve bu umutsuzluk girdabına girmek istemiyorum. Bu hafta kendimi iyi hissedecek şeyler yapmaya çalıştım ve kendimce bu sıkıntılı süreçleri atlatmanın bir yolunu bulmaya çalıştım, sık sık arkadaşlarımla bir araya geldim, sinemaya gittim, çalıştım, çocuklarımla bol bol vakit geçirdim ve güzel bir anne ile de keyifli bir röportaj gerçekleştirdim. Hande Kaya , bir süredir takip ettiğim ve çevremdeki insanlardan da hakkında çok güzel şeyler duyduğum çok özel ve farklı bir anne. Kendisi ile röportaj yapmak istediğimi söylediğimde çok sevinerek karşıladı. Ben çok keyif aldım umarım sizlerde çok keyifle okursunuz.



Merhaba Handecim  bize biraz kendinden bahseder misin? 
20 mart 1984 İzmit doğumluyum. 2 kardeşiz.annem öğretmen babam askeri tersanede makina  teknikeriydi. Değirmendere'de çok güzel bir gençlik dönemi geçirdim. Sakarya Üniversitesi Peyzaj bölümünden mezun odum. 5 yıl sigortacılık yaptım. 2007 yılında eşim Hasan Kaya ile evlendim. Eşimle pek çok ülke ve şehir gezdik. Çok güzel anılar biriktirdik.  Sonra ailemizi büyütmeye karar verdik annelik hikayem böylece başladı...


Kaç yaşında anne oldun? 
27 yaşındaydım.


3 çocuk annesisin ve çok gençsin, hepsi planlı mıydı? 

Evet kesinlikle planlı gebeliklerdi. Evlenir evlenmez çocuk istemedik, kendimizi dinledik, gezdik, eğlendik...  'Vakti geldi'  dediğimiz anda evimizi yaşadığımız çevreyi alışkanlıklarımızı değiştirdik ve hamile kaldım.


İlk çocuk çok zor, ikinci kolay, üçüncü keyifli oluyor derler doğru mu? 


ilk çocuk gerçekten inanılmaz zor. Evet evlenince hayatı değişiyor insanın ancak çocuklar özellikle ilk çocuktan sonra sudan çıkmış balığa dönüyor insan. Oğlum ilk doğduğunda hastanede eşim benden daha çok ilgilendi çocukla çünkü gerçekten hiç bir şey bilmiyordum, çok şanslıyım ki becerikli ve yardımcı bir eşim var. Sonrasında alerjiler, ilk diş, ilk ateşler, ilk, ilk, ilk....ilkler beni çok sarstı:)ama alıştım. Keyif almaya başladığımda ikinci çocuk olmalı dedik. Gerçekten de ikincisi çok çok daha kolay büyüyor derken üçüncü geldi, birden kocaman bir aile olduk. Bizimkilerin yaş aralıkları çok az olduğu için üçüncü pekte keyif olamadı ama artık dörtte bekliyoruz o keyif kısmını;)



Üç çocuk sahibi olmak seni hiç zorladı mı? En çok hangi durumlarda zorlandın? 


Gerçekten dünyanın en keyifli ve aynı zamanda en zor işi çocuk bakımı, eğitimi. Tabi ki zorlanıyorum. 5, 3 yaş ve 9 aylık bir bebek mevzu bahis. Hiçbiri kişisel bakımlarını daha yapamıyor,her birinin yemekleri, banyoları, uykuları, hastalıkları... Çok çok bölünmek gerekiyor. Ama en çok hasta olduklarında zorlanıyorum, biri hasta olunca sırasıyla her biri hasta oluyor ve o döngü uzun bir süre devam ediyor. Ama her şeye rağmen muhteşem bir duygu!


Çocuklarının herbiri ile ayrı ayrı zaman geçirebiliyor musun?


Tabi ki,bu bir gereksinim ve mecburiyet zaten. Her birinin ilgiye ve özel bir sevgiye ihtiyacı var. Ayrı ayrı planlanmış zamanlarda ben ve eşim çocuklarımızın her biriyle kaliteli zaman geçirmeye çalışıyoruz

Çocuklarınla en çok neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?


Yiğit satranç, lego ve tamirat işlerinde inanılmaz iyi, babasıyla dönüşümlü olarak bunları yapıyorlar. Bizde sinemaya gitmeyi, puzzle yapmayı ve kitap okumayı çok seviyoruz. Yazın yüzüyoruz, farklı şeyler hakkında konuşuyoruz.
Ilgın tam bir kız, onunla mutfak işleri yapıyoruz, bebeklerle oynuyoruz, hamur oynamak büyük zevki.
Sare Mia zaten daha çok küçük onu olabildiğince yanımızda, yakınımızda tutuyoruz. Pozitif elektiriğin insandan insana geçtiğine inananlardanım. O yüzden o da bizdeki enerjiyi hep alıyor ve hep mutlu.
Tüm bunları ayrı ayrı yapsak ta bence ailece yapmaktan en hoşlandığımız şey hep beraber mutlu herhangi bir şey yapmamız, film izlemek, yemek yemek, bahçe işleriyle uğraşmak...

Her birinin farklı ihtiyaçları var, onlara yetişmeye çalışırken kendini unuttuğun oluyor mu?



Olmuyor. Hem onlara hem kendime hemde eşime yetişiyorum. Planlı olduktan sonra yapılamayacak hiç bir şey yok. Hiç kuaförmü aksatmam, rutinlerim hep vardır. Arkadaşlarımla görüşürüm, kitap okurum, eşimle ara ara baş başa vakit geçiririz, ama hiç boşa vakit geçirmem. Her dakika önemlidir!

Kendinizi nasıl bir anne olarak tanımlarsınız?


Biraz endişeli bir anneyim, fazlaca planlı ve düzenliyim.  Bu bazen avantajken bazende dezavantaj olabiliyor tabii ki. Çocuklarımın mutluluğu ve huzuru için elimden gelen her şeyi yaparım. Kahvaltıları, yemekleri, ara öğünleri hep saatlidir ne  yiyecekleri, neler yapacakları günün sabahında planlanır. Çocuklarla gün içindeki işleyişi konuşurum ve ona göre hareket ederiz.

Çocuklar ve ev hayatı dışında hobileriniz, özel zevklerini var mı?



Eşim yanında en rahat hissettiğim insan, ne zaman boş bir zaman bulsak beraber vakit geçiriyoruz, sinemaya gitmeyi severim, spor vazgeçilmezimdir. Kickboks yapıyorum.insanlar benim en büyük zevkim, birileriyle konuşmak,bir şeyler paylaşmak,yeni şeyler öğrenmek...


Anne adaylarına ve Yen'i anne olmuş olanlara neler tavsiye edersiniz?


Her şeyi akışına bırakıp kitaplardan,kulaktan dolma bilgilerden değil kendi tecrübelerini yaşayarak çocuklarını yetiştirsinler. Her birey birbirinden o kadar farklı ki, duyduğumuz ,okuduğumuz her şey bir başka çocuk için yorumlanmışken kendi çocuğumuza uygulamaya çalışmayalım. Onlar birer mucize ve biz bu mucizenin iyi yetişmesi,sağlıklı bir birey oması için elimizden ne geliyorsa onu yapmalıyız...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder