9 Kasım 2016 Çarşamba

Dr. Fatma Şahin İle Annelik Üzerine


Merhaba değerli okurlarım bugün yine çok içten, samimi bir anne röportajı daha hazırladım sizler için. Keyifle okumanızı dilerim...








Merhaba Fatma Şahin, tüm şehir sizi yakından tanıyor ancak yine de kısaca kendinizden bahseder misiniz?
İzmit Seka Devlet Hastahane' sinde iç hastalıkları uzmanı olarak çalışıyorum. Yaklaşık yedi yıldır İzmit' te yaşıyorum. Yirmibir yaşında, her şeyiyle gurur duyduğum bir evladım var.

Annelik planladığınız bir dönemde mi gerçekleşti?  
 Tıp fakültesini bitirmemiştim. Son sınıftayken Mert' in babasıyla babasıyla tanıştık. Birbirimize çok aşık olmuştuk. Okul bitmeden evlenme kararı aldık ve kısa sürede anne oldum. O da ben de bu durumu büyük bir mutlulukla karşıladık.

Oğlunuzu ilk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?
Hamileliğim boyunca tüm doktorlar kızımız olacağını söyledi. Çünkü yavrum cinsiyetini hiç göstermedi. Bizim için ilginç bir durumdu. Nadiren olan bir durumdu. Biz kız çocuğu için hazırlamıştık kendimizi. Doğum olduğu an oğlum olduğunu gördük. Sezeryanla doğum yapmıştım. Anestezi uzmanı arkadaşım beni " Fatoş uyan bir oğlun oldu" diyerek uyandırdı. Oğlumu ilk kucağıma aldığımda şaşkınlık ve büyük bir mutluluk hissettim. Bu duruma en çok sevinen babası oldu. Çünkü bir oğlu olmasını istiyordu ve istediği oldu.

Bir doktor olarak çocuğunuzla ilgili sağlık sorunları yaşadığınız da Nasıl tepkiler verdiniz?
Anne olarak çok soğukkanlıydım. Hastalandığında pediatristlerden ( çocuk doktoru) yardım aldım. Babası da çocuk cerrahı olduğundan hep o ilgilendi. Çocuğum sağlıkla ilgili olumsuz bir durumla karşılaştığında hemen yanıma gelir, ne yapması gerektiğini sorar ve benim onu iyileştireceğimi bilirdi. Nane limon da içerdi, ilaçlarını da... Hiç ilaçtan kaçan bir çocuk olmadı.

Nasıl bir anne olduğunuzu bir kaç kelimeyle Nasıl anlatırdınız? İlgili bir anneyim. Mert' i hep çok iyi dinledim. Ona her zaman yakın ve anlayışlı olmaya çalıştım. İyi bir anne olmak için çaba sarf etmedim.  Bence böyle bir tanım yok. Sadece dünyaya yeni gelmiş canlıya rehberlik ettim, koruyup gözettim. Doğduğu andan itibaren onunla hiç bebekmiş gibi konuşmadım. Ona hep bişeyler anlattım. Hayatımızı, beklentilerimizi anlatırdım. O da hep can kulağıyla dinlerdi.
En çok hangi dönemlerde ve hangi konularda zorlandınız? 
Çocuğumla ilgili en çok ergenlik döneminde zorlandım. O dönem benim hayatımın da en yoğun dönemiydi. Çünkü asistandım. Ergenlik dönemi bir çocuğun hayatındaki kilit noktadır. Bu dönemde, belli etmeden çok sıkı ve yakın takipteydim. Sakin ve hep yavaş olmayı tercih ettim. Ona güvendiğimi hissettirdim. Yıllar sonra Mert şunu söyledi; " O yaşlarda insanın en yakınları arkadaşları oluyor, ve ailesini düşmanmış gibi görebiliyor. Sonra hayattaki tek gerçek sevgi ve güvenin ailede olduğunu anladım" dedi. On yedi, on sekizli yaşlarda Mert' in arkadaşl
arı ve aileleri ile tatil yapmaya başladık. Çevremizdeki aileler çocuklarıyla sürekli çatışma halindeydi. Biz Mert le onları sakince izlerdik. Çocuklardan birinin babası Mert'e " Siz annenle hiç tartışmıyor musunuz?" diye sordu. Mert'te "Annemin hoşlanmayacağı şeyleri biliyorum. Ben de onları yapmıyorum ve artık tartışmıyoruz" dedi.

Çalışan anne olmanın zorlukları nelerdi? 

Ailene ve çocuklarına yeterince zaman ayıramamak. Çocuğumla ilgilenmem gereken zamanlarda ya nöbet tutuyordum, ya da ders çalışıyordum.

Oğlunuzla beraber yapmaktan hoşlandığınız aktiviteleriniz neler? 
Mert ile film izlemeyi çok seviyoruz. Yaşadığımız şeyleri birbirimizle paylaşıp fikir alışverişinde bulunuyoruz.

En Mutlu anlarız hangileri? 
Oğlumla başbaşa geçirdiğim tatiller ve hafta sonları. Oğlumla olduğum her an kendimi cennette hissediyorum. Onunla geçirdiğim her an bana terapi gibi geliyor.
Çalışan bir anne olarak Zaman yönetimini Nasıl yapıyorsunuz? 
Erken yatar, erken kalkarım. Her sabah saat altıda uyanır, duşumu alırım. Sevdiğim müzik eşliğinde kahvaltımı yaparım. Huzurlu, mutlu ve enerjik bir şekilde güne başlar, işime giderim. Akşam da işim bittikten sonra dinlenirim evimde. Hafta sonlarını oğluma ve aileme ayırırım. Hafta içi tamamen hastalarımla ilgilenirim. Ama her gün annemi, kardeşimi ve oğlumu telefonla ararım.

Annelere ve anne adaylarına ne önerirdiniz? 
 Anneler çocukları üzerinde otorite kurmak yerine, anlayış ve sevgiyle doğruyu anlatmalı ve onlara değer yüklemeli. Anne adayları da kendilerini hazır hissediyorlarsa anne olsunlar. Çocuk yetiştirmek bir macera değildir. Hayatta kendine yetebilen, mutlu bireyler yetiştirsinler. Korkuyla yetişen çocuk sorumluluk alamaz, yalan söyler. Cesareti olmayan çocuk ta başarıszı ve güvensiz olur.

Zaman ve emek harcadığınız için teşekkürler...

Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder