24 Haziran 2016 Cuma

İLK YARDIM KRALİÇESİ: DENİZ KARADENİZ

Deniz Hanım’la Mayıs ayı sonunda EFA-VİT sponsorluğunda VM Medical Park Kocaeli’de gerçekleştirdiği ‘Öpünce Geçmeyen Uflar İçin İlk Yardım’ eğitiminde tanıştık. Akıcı anlatımı sayesinde konu da çoğu annenin en büyük endişelerinden biri olan ilk yardım olunca bütün salon pür dikkat dinledik. Bu seminere katılma şansı olmayan takipçi annelerimiz de Deniz Hanım’ın engin bilgilerinden faydalansın istedik ve sizler için keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Yine de bir yerlerde denk gelirseniz Deniz Karadeniz ‘Öpünce Geçmeyen Uflar İçin İlk Yardım’ seminerini kaçırmayın.


Deniz Karadeniz kimdir? Bize kısaca kendinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Üniversitede okurken, tiyatro ve yaratıcı drama ile tanıştım. Bir yandan üniversitenin tiyatro topluluğunda oynarken diğer yandan da yaratıcı drama eğitimi almaya başladım. 2002-2005 yılları içinde yaratıcı drama liderlik eğitimimi tamamladım. Okuduğum bölümün etkisiyle stajımı ilaç sektörünün lider firmalarından birinde gerçekleştirdim. Hem üretim, hem de pazarlama departmanlarında staj yapma şansım olduğu için farklı pozisyonlarda çalışan pek çok insanla tanışma ve farklı deneyimler kazanma olanağım oldu. Bu süreç benim mezun olduktan sonraki hayatımı planlamamda önemli rol oynadı. İlaç sektöründe satış ve pazarlama departmanlarında görev alıp, iş hayatını tanıdıktan ve deneyim kazandıktan sonra hayatıma eğitmen olarak devam etmeye karar verdim. Mezun olur olmaz da aynı firmada çalışmaya başladım.
İlaç sektöründe çalışırken dil eğitimi için İngiltere’ye gittim ve eş zamanlı yaratıcı drama eğitimi de aldım. Türkiye’ye döndükten sonra yine ilaç sektöründe özellikle çocuklara yönelik gıda takviyelerinden sorumlu ürün müdürü olarak çalıştım. Amacım bugün için iyi bir ürün müdürü, gelecekte ise iyi bir eğitmen olmak olduğu için kendimi geliştirmeyi ve öğrenmeyi hiç bırakmadım. Öğrenmeyi seven biri de olduğum için, birbirini tamamlayan pek çok eğitime katıldım. Hayatıma eğitmen olarak devam etmeye karar verdiğimde kurumsal hayatın yaratıcılığım üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmak ve sahne becerilerimi geliştirmek amacıyla 18 aylık bir oyunculuk eğitimi aldım. Hemen sonrasında çalışmalarımı yetişkinlere ve çocuklara özel eğitim programları geliştirmeye ve eğitimlerimi yaratıcı drama yöntemiyle aktarmaya odakladım.

Neden ilkyardım eğitimleri?
Sağlık Bakanlığı onaylı ilkyardım eğitmeniyim. Geçtiğimiz yıl pek çok kurumsal firmaya ilkyardım eğitimi verdim. Ve gördüm ki toplumsal bir bilinç olmadığı için eğitim seviyesi ne olursa olsun bu konuda herkesin önemli eksiklikleri var. Hala kulaktan dolma bilgilerle hareket edilebiliyor ya da iyi niyetli çabalar olsa da yanlış ilkyardım uygulamaları ile daha ağır sonuçlar doğurabiliyoruz. Bunların önüne geçebilecek tek şey bilmektir.
Bir sabah haberlerde tıkanma sebebiyle hayatını kaybeden bir bebeğe dair haber dinledim ve çok üzüldüm. Aslında o anne ya da baba tıkanmada uygulaması gereken manevrayı bilseydi bebekleri yaşayacaktı diye düşünerek ebeveynlere özel bir ilkyardım eğitimi hazırlamaya karar verdim. Bebeklerde ve Çocuklarda Öpünce Geçmeyen Uflar için İlkyardım eğitimimin süresi 3 saat olup bu sürede çocukla baş başa kalan bir yetişkinin yaşanabilecek herhangi bir acil durum ile başa çıkabilmesini sağlayacak doğru ilkyardım uygulamalarını paylaşıyorum.  Öncelikle doğru bilinen yanlışları bilimsel doğrularla değiştiriyoruz. Ardından ilkyardımın hayat kurtaran, kötüleşmeyi önleyen ve iyileşmeyi kolaylaştıran uygulamalarını öğretiyorum.

“Bebeklerde ve Çocuklarda Öpünce Geçmeyen Uflar için ilkyardım” eğitiminizle neyi hedefliyorsunuz? 
En önemli acil durumlardan biri en sık karşılaştığımız tıkanma vakalarıdır. Bebeklerde ve çocuklarda hatta yetişkinlerde pek çok defa karşı karşıya kaldığımız tıkanma durumunda hem sonucu ölümcül olabileceğinden hem de ne yapacağımızı bilemediğimizden panik oluyoruz. Oysa doğru bilgilere sahip olduğumuzda kolaylıkla uygulayabileceğimiz için hem yaşamsal tehlikeyi hem de panik olmayı bertaraf edebileceğiz. Eğitimde en önemsediğim ve medikal maket üzerinde uygulatarak öğrettiğim konulardan biri tam tıkanma sırasında yapılması gereken manevra oluyor. Yapılması gerekeni bilmenin yanı sıra yapılmaması gerekenleri de bilmek gerekiyor. Çünkü aslında yapılmaması gereken, doğru zannettiğimiz yanlış uygulamalar daha çok tıkanmaya ya da özellikle bebeklerde omurga hasarlarına yol açabiliyor.
Hala kulaktan dolma bilgilerle hareket edilebiliyor ya da iyi niyetli çabalar olsa da yanlış ilkyardım uygulamaları ile daha ağır sonuçlar doğurabiliyoruz. Bunların önüne geçebilecek tek şey bilmek.


Eğitimlere kimler katılabiliyor ve edinimleri neler oluyor?
Eğitimlere daha çok anneler, babalar, bakıcılar, öğretmenler ile zaman zaman anneanneler ve babaanneler katılıyor.

En çok karşı karşıya kalınan yaralanmalar neler? Ve ebeveynlere neler önerirsiniz hangi tüyoları verirsiniz? İlk yardımda en çok yapılan yanlışları maddelersek?
Acil durumlarla karşı karşıya kalındığında yapılan pek çok hata var. Bunlardan biri, söz konusu acil durum düşme de olsa bir trafik kazası da olsa  hasta ya da yaralıyı hareket ettirmemektir. Eğer kırık varsa ki bu kırık dışarıdan görülmeyen kapalı bir kırık da olabilir. Kırık kemik jilet gibi keskindir ve hareket ettirmemiz halinde etrafındaki pek çok dokuda (kan damarları, sinirle vb.) hasara sebep olabilir. Bunun da ötesinde eğer kırık omurgadaysa felce de neden olabiliriz. Çocuklar düştüğünde de kimi zaman korktuğundan kimi zaman da canı acıdığından ağlıyor. Bizler dayanamayıp hemen kucağımıza alarak onları sakinleştirmek isteriz. Oysa herhangi bir travma olup olmadığını anlayana kadar hareket ettirmekten kaçınmalıyız.
Tıkanma vakaları yine en çok hata yapılan durumlardandır. Kısmi tıkanmada yaşayan, öksürebilen ve öksürerek soluk borusunu kısmen tıkayan şeyi atmaya çalışan birinin sırtına vururuz. Oysa bu onun daha çok tıkanmasına neden olur. Bunun yerine hiç dokunmamak gerekir. Eğer tam tıkanma söz konusuysa ki bu durumda hasta öksüremez ve nefes alamaz, yapılması gereken doğru uygulama heimlich manevrasıdır. Özellikle bebeklerde ve çocuklarda son derece hayati öneme sahiptir.
Yine en sık görülen vakalardan olan yanıklarda hala yoğurt, diş macunu, salça sürmek; akrep ya da yılan sokmasında zehri emerek uzaklaştırmaya çalışmak, zehirlenmelerde hastayı kusturmak son derece yanlış uygulamalardır.

Donmalarda ilkyardım nasıl olmalıdır?
Yaz aylarında sıcak çarpması ve güneş yanıkları riskleri kış mevsimlerinde donma riskine yerini bırakıyor. Sömestr tatili süresince kış sporlarıyla uğraşacak olanların da donmalara karşı önlem almaları önemli. Özellikle bebekler ve yaşlılar soğuğa karşı daha dirençsizdir.

Böyle bir durum yaşanırsa yapılması gereken ilkyardım uygulamaları şu şekilde olmalıdır.
Hasta/yaralı, ılık bir ortama alınarak soğukla teması kesilir. Donan bölge direkt sıcağa yaklaştırılmamalıdır.

Sakinleştirilir, dinlenmeye alınarak, hareket ettirilmez.
Kuru giysiler giydirilir ve battaniye ile üzeri örtülür.
Sıcak içecekler verilir. Alkol verilmez. Alkolün ısı kaybını önlediği de doğru zannedilen yanlışlardandır. Tam tersine vücut ısısını düşürür.
Su toplamış bölgeler patlatılmaz.
Donuk bölge ovulmaz. Kendi kendine ısınması sağlanır.
El ve ayak doğal pozisyonda tutulur.
El ve ayaklar yukarı kaldırılır. Yüzük, saat, bilezik gibi aksesuarlar çıkartılır.
Tıbbi yardım istenir.


Zehirlenmelerde ilkyardım nasıl olmalıdır?
Ülkemizde çocuklarda en sık karşılaşılan kazlara bakıldığında zehirlenmeler, trafik kazası, düşme ve yanıklardan sonra 4.sırada karşımıza çıkmaktadır. Zehirlenme vakalarının %80’inin 5 yaşından küçük çocuklarda yaşandığı ve kaza sonucu olan zehirlenmelerin yaklaşık %87’sinin evde ortaya çıktığı bilinmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde kaza ve zehirlenmeler, 1-14 yaş grubu ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır.
Vücuda zehirli (toksik) bir maddenin girmesi ya da normal dozda zehirli olmayan bir maddenin yüksek dozda alınması sonucu vücudun yaşamsal fonksiyonlarının bozulmasına zehirlenme denir.
Meydana geliş yollarına göre zehirlenmeleri 3 grupta toplayabiliriz. Bunlardan ilki, en sık rastlanan zehirlenme tipi olan sindirim yoluyla oluşan zehirlenmelerdir. Bu tip zehirlenmelere, genellikle, evde ya da bahçede kullanılan kimyasal maddeler, zehirli mantarlar, bozuk besinler, ilaçlar neden olmaktadır. İkincisi solunum yoluyla oluşan zehirlenmelerdir ki bunlara genellikle tüp kaçakları, gaz sobaları, havuz hijyeninde kullanılan klor, yapıştırıcılar, boyalar ile ev temizliğinde kullanılan kimyasallar neden olabilir. Evde kullandığımız kimyasallar, yani deterjanlar kuvvetli asit ya da kuvvetli baz yapıdadırlar. Deterjanları birbiri ile karıştırmamak çok önemlidir. İki kimyasalın karıştırılması klor gazı çıkışına neden olabilir ve bu gaz son derece zehirli bir gazdır. Üçüncü yol ise zehrin vücuda direkt deri aracılığıyla girdiği cilt yoluyla zehirlenmedir. Bu yolla olan zehirlenmeler böcek sokmaları, hayvan ısırıkları, ilaç enjeksiyonları, saç boyaları, zirai ilaçlar gibi zehirli maddelerin deriden emilmesi ile oluşur.

Zehirlenme durumunda karşılaşılan belirtiler genel olarak sindirim sisteminde bulantı, kusma, karın ağrısı, şişkinlik, ishal; sinir sisteminde bilinç kaybı, havale, kaslarda ağrı, kasılma, hareketlerde uyumsuzluk; solunum sisteminde nefes darlığı, solunumun durması, baş ağrısı, baş dönmesi; ciltte kızarıklık, morarma; dolaşım sisteminde ise nabız bozukluğu, soğuk terleme ve kalp durması gibi bozukluklardır.

Sindirim yoluyla oluşan zehirlenmelerde yapılması gereken ilkyardım uygulamaları şöyledir: Bilinç kontrolü yapılır. Ağız zehirli madde ile temas etmişse su ile çalkalanır. Eller zehirli madde ele temas etmişse sabun ve su ile yıkanır. Solunum, nabız gibi yaşamsal bulgular ile bulantı, kusma, ishal gibi belirtiler değerlendirilir. Hasta kusturulmaya çalışılmaz. Özellikle temizlik ürünleri ile olan zehirlenmelerde kusturmak hasarı arttırır. Bu nedenle hasta asla kusturulmaz. Bununla birlikte su, süt, ayran içirmek ya da yoğurt yedirmek midenin kütlesini arttırarak, daha hızla emilime ve zehirlenmenin hızlanmasına neden olabilir. Hastayı yedirip, içirmekten kesinlikle kaçınmalıyız. Bilinç kaybı varsa hastaya yan yatış pozisyonu verilerek, vücut ısısını korumak için üstü örtülür, hızlıca sağlık kuruluşuna gidilir ya da 112 aranarak tıbbi yardım istenir. Sindirim yolu ile olan zehirlenmelerde tıbbi müdahaleye yardımcı olmak için zehirli maddenin türü, varsa etiketi, zehirlenmenin saat kaçta olduğu gibi olayla ilgili bilgiler toplanarak kaydedilmeli ve sağlık personeli ile paylaşılmalıdır.

Solunum yoluyla oluşan zehirlenmelerde yapılması gereken ilkyardım uygulamaları şöyledir: Hasta hızlıca temiz havaya çıkarılır ya da cam ve kapı açılarak ortam havalandırılır. Hastanın bilinç durumu ve yaşamsal bulguları değerlendirilir. Bilinci açık ise yarı oturur pozisyon, kapalı ise yan yatış pozisyonu verilir. Tıbbi yardım istenir.
Cilt yoluyla oluşan zehirlenmelerde yapılması gereken ilkyardım uygulamaları şöyledir: Hastanın bilinç durumu ve yaşamsal bulguları değerlendirilir. Zehir bulaşmış giysiler kesilerek hızlıca uzaklaştırılır. Zehir ile temas eden deri 15–20 dakika boyunca bol suyla yıkanarak, tıbbi yardım istenir.

Sonuç olarak tüm zehirlenme vakalarında zehirlenmeye neden olan maddenin en hızlı şekilde vücuttan uzaklaştırılması gerekir. Çünkü zehirli madde vücuttan ne kadar çabuk uzaklaştırılırsa emilimi o kadar az olur. Böyle bir zehirlenme durumuyla karşı karşıya kalındığında, hayati fonksiyonların devamı sağlanarak, hızla en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Yaratıcı Drama yöntemini hangi yaş gruplarına uyguluyorsunuz ve nasıl dönüşler alıyorsunuz?
Yaratıcı drama yöntemini ile hazırladığım ve okul öncesi çağındaki çocuklarla çalıştığım farklı konularda atölyelerim var. Kazalardan korunma ve ilkyardım konusundaki eğitimim ise 6 yaş ve üzeri çocuklar için uygundur.

Onlara tamamen eğlenebilecekleri eğlenirken de öğrenebilecekleri bir yaratıcı drama etkinliği hazırladım. Bu eğitim sırasında oyunlar aracılığıyla kazalardan korunmak için yapılması gerekenleri ve temel ilkyardım prensiplerini onlarla paylaşıyorum. Çocuklarda ilkyardım konusunda farkındalık yaratmayı çok önemsiyorum. Çünkü onlarda gelişen farkındalık ve bilinç, arzu ettiğimiz toplumsal bilincin de temellerini oluşturacak.
Bilmek ve hazırlıklı olmak, hazırlıksız yakalanmaktan çok daha iyidir. Çünkü acil bir durum ile karşı karşı karşıya kaldığımızda yapabilmemizi sağlayacak tek şey bilmektir.

Okuyucularımız sizinle nasıl bağlantıya geçebilir?
deniz@denizkaradeniz.net adresinden ya da 0530 1096763 numaralı telefondan ulaşabilir.  Sosyal medya hesaplarımdan instagram denizkaradenizegitim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder