5 Ocak 2016 Salı

Bekarlık Sultanlık Mı?


Geçenlerde bir yazı okudum, müzmin bekarlar evliliğin ne fena bir şey olduğunu ve bekarlığın Nasıl güzel bir durum olduğunu anlatan bir yazı paylaştılar. Bir gün içinde aynı yazıyı bir kaç kez görünce merak ettim. Açtım yazıyı üşenmeyip okudum.

Bekar olan ve muhtemelen bekar kalmaya devam edeceğinden şüphesi olmayan arkadaşlar müthiş bir savunma geliştirmişler kendilerince. İnanmışlar gerçekten. Bekarlık sultanlıkmış, istediğin Zaman yanlız uyuyabilir, yatağa iki seksen bir doksan uzanabilirmişsin. Bayramlarda önce kimin annesine gideceğiz tartışması olmazmış, vücudundaki tüyler istediği kadar uzanabilirmiş, Nasıl görünüyorum endişesi olmaksızın rahat rahat uyuyabilirmişsin, istediğin Zaman istediğin yere gidebilirmişsin falan filan.


Okurken kendimi çokça sorguladım.

10 yıllık evliyim ve iki çocuk annesiyim. Sanırım bu konu üzerine fikir beyan edebilirim. Buna Hakkım olacak kadar evli yaşadım. 25 yaşında evlendiğim için bekarlığı da doyasıya yaşadığımı düşünüyorum.
Evlilikle ilgili  önce belirmeliyim ki hayatta her gün aynı duygular içinde olamıyoruz, hergün Mutlu olamayız, hergün muhteşem hisler içinde olamayız. Benim de evliliğimi sorguladığım Zaman Zaman kendimi mutsuz hissettiğim günlerim oldu. Hayatın çok zor geldiği, bazı şeylerle başetmekte başarısız olduğum ve kendimi iyi hissetmediğim zamanlarım oldu. Zaten olmalıydı, çünkü hayatta hiç bir şey tek düze devam etmez. İnişler, çıkışlar, dalgalanmalar, yorgunluklar, bunalmalar olmalı hayatta ve bazen kendimize gelmenin en iyi yolu bu sıkıntılı süreçler sonrasında kendini gösterir. Bir uzman der ki; kaoslardan düzen doğar. Önce her şey yerinden oynar, mutsuzluk olur, sonra sorular başlar, insan bu durumdan Nasıl kurtulacağının yollarını arar ve sonra yanıtlar gelir. Bir bir düzelir herşey, güzelleşir, mutluluk verir.

Yani hep Mutlu olmayı beklerseniz , hep beklersiniz çünkü hep Mutlu olunmaz. Evli de olsanız bekarda olsanız bu böyle. Önce onu koyun aklınızın bir köşesine, sonra ev ve yuva düzen demektir, birlik beraberlik demektir, paylaşmak demektir. Eğer güzel bir yuva kurabildiyseniz eviniz sığınağınız olur, mabediniz olur. Dünya yıkılsa üstünüze yine de güçlü hissedersiniz, yol bulursunuz, değerli olduğunuzu hissedersiniz ve her zorluğun üstesinden gelirsiniz. Yani kısacası aile kurun Mutlu olun. Diyelimki aileniz var ama mutluluğunuz yoksa Mutlu olmanın yollarını bulun. Onun içinde ayrıca bir yazı yazarım söz??

Bir de , şu yanlış uyuma, yatağa iki seksen bir doksan uzanabilme mutluluğu tuhaf geldi. Evli olmanız hep koyun koyuna uyuyacağınız anlamına gelmez, dilerseniz bazen yanlız uyuyabilirsiniz. Hem sevdiğiniz insanın sıcaklığını hissederek uyumanın yatağı boydan boya kaplayarak uyumaktan daha güzel olduğunu düşünüyorum. Zaten yanınızdaki insanı seviyorsanız bunlar mühim değildir.

Bayramlarda kimin annesine önce gidileceği tartışılacak bir konu değildir. Durum neyi gerektiriyorsa öyle olmalıdır , hem önce yada sonra ne fark eder her iki ailede ziyaret edilir. Bu durumu yönetmek sizin elinizde.

Özgürlüğün kısıtlanması ve istediğin Zaman istediğin yere gidememek hali çok kapsamlı bir konu ama kısaca şöyle söylemek isterim; gerçekten gitmek istediğin her yere gidersin. Fakat gittiğin yer ve saat, orada yapacaklarının sana katkıları ve Oraya gidip gitmemenin aile dinamiğine etkilerini iyice bilirsen sorun olmaz. Yani sen Oraya gittiğinde çocukların sefil oluyorsa, eşinle tartışıyorsan bunun başka bir yolunu bulmaya çalışmak en doğrusu olur. Zaten bir aileniz varsa ve sizin için önemliyse o ailenin zarar görmesini istemezsiniz. Bazen isteklerinizi düzenlemeniz ve yeniden gözden geçirmeniz gerekir.  Mesela ben ; tanıyanlar bilir, tiyatro ve sinemayı çok severim ve çok sık giderim. Önceleri eşimle beraber giderdik ama şimdi imkanlarımız bakımından koşullar uygun olmadığından genelde ben çocukları yedirip içirip, uyutup tek başıma giderim. Eşim evde kalır. Çocuklar uyanmaz ama her koşulda biri evde olmalıdır. Bu sebeple eşim evde kalır, ayrıca onun için tiyatro ve sinemaya gitmek çok önemli değildir. Bende tek başıma oralara gitmeyi göze alırım. Ve görmek istediğim her filmi ve oyunu izlerim. Arkadaşlarımla buluşmak benim için çok önemlidir, çocuklar uyunca arkadaşlarımla da buluşabilirim. Bazen uykumdan feragat etmek pahasına bunu yaparım. Dedim ya siz isterseniz yaparsınız zaten.

Bazı bekarlar evliliğin ve çocuk sahibi olmanın hayallerden de vazgeçmek olduğunu sanıyorlar. Hiç öyle değil, evlendikten sonra ve hatta ikinci çocuğum doğduktan sonra pek çok hayalimi gerçekleştirmiş biri olarak söylüyorum ki; siz gerçek bir tutkuyla istediğiniz her şeyi yaparsınız.

Bunlar uzun mevzular yine yazarım ama “evlilik aşkı öldürüyor ” fikri için söyleyeceğim en önemli şey EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEZ. Evlilik aşka değer katar, anlam katar, derinleştirir , güzelleştirir. Ben 10 yıldır her gün başka bir şeye dönüşen, güzelleşen bazen yoran bazen üzen ama beni hep güçlü tutan bir hayat yaşıyorum. Bunu ne evliliğe, ne çocuklarıma ne de başka bir şeye borçlu değilim. Kendime borçluyum. Böyle olmayı ben istedim ve ben istediğim için her şey hayal ettiğim gibi oldu. Yaradandan en büyük duam bu hal içinde kalabilmek.

Sevgili bekarlar kendinizi kandırmaktan ve geçerli sandığınız bahanelerden uzak durun. Hayatınızın sorumluluğunu almak ve o hayatı hayal ettiğiniz hale getirmeye çalışmak bahanelerin arkasına sığınmaktan daha mertçe bir davranış olur. Mert olun, yürekli olun ve sorumluluklarınızı yerine getirin. İnanın hayatı biriyle paylaşmak dünyanın en güzel duygusu…

2 yorum:

  1. Her şey gönlünüzce olsun www.emreyildirim.co kişisel bloguma da beklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba ben de sizi takip ediyorum 👍👍👍👍

      Sil