İki Çocuklu Annenin Vicdanı Nasıl Olur?

Bir annenin iki çocuk sahibi olması yada daha çok çocuğa annelik yapması dünyanın en zor işlerinden biri bence. Annelik başlı başına bir iş ve çok yorucu . Yükü çok ağır ancak tüm bunları anlatmayacağım size☘ zira niyetim moral bozmak değil. Hem bilirsiniz ben keyif almaya çalışırım  her şeyden, zorlayan her yolun sonun feraha çıktığını bilirim ve hep söylerim. Anne olmak dünyanın en eşsiz şeyi. Tarifini yapmakta güçlük çektiğim tek şey. Lakin duygusal yükü çok ağır.
Her an kendini sorgularken yakalarsın. Tek çocukta da aynı his vardır biliyorum lakin ikinci geldi mi vicdan da girer işin içine. Hassas bir terazidir
vicdanınız . Terazinin topuzu azıcık kaçtı mı iç hesaplaşma başlar, keşkeler, neden yapamadımlar, Nasıl yapsam daha iyi olurlar, hay Allah yine beceremedim hisleri yorar kalbinizi. En doğrusunu da yapsanız içinizde hep ya olmadıysa endişesi vardır. Hani daha öncede söylemiştim ya, annelik delilik diye. işte tam o hal bu. Delilik.

Kendimi çok rahat hisseden bir anneyim ben lakin ufak sorunlar çıktımıydı, huzursuz, rahatsız, gergin birine dönüşüveririm hemen.
Bu sabah kızımın yanağıma koydurduğu öpücükle uyandım. Sarıldım, öptüm, kokusunu çektim içime. Uyanasımyoktu hiç, azıcık yatak keyfi yapalım dedik . Saat 8:00 olmuş ve ben yeni uyanıyorum inanılır gibi değil yani. Bu saate kadar uyuduğum pek görüldük şey değildir.
Neyse azıcık daha şekerleme yapayın dedim o sıra yan odadan oğlumun sesi geldi. Beni çağırıyordu , ışıl’ dan şöyle bir tepki geldi ” anne hadi kalk bakalım oğluşun da kalktı bak”!!! Son derece kinayeli bir ses tonuydu bu. Uyanmak istemeyen bedenimde şok etkisi yarattı . Ses tonu bana şu duyguyu verdi ” bak ben çağırdım , öptüm sevdim uyanmadın, bak oğluşun uyandı sen onun için kalkarsın, hadi kalk”
Biliyorum abartma diyeceksiniz, kurma kafanda diyeceksiniz, aman canım ne var onda benimkiler neler neler söylüyor diyeceksiniz, bunlar iyi günlerin sen birde büyüsünler o Zaman gör lafları diyeceksiniz. Tamam kabulüm de bana bir sinyal var burada, bir mesaj veriyor çocuk. Benim en önemli işim bu, o mesajlar alınacak ve yapılması gereken her neyse yapılacak. Hemen kurguladım kafamda, belki bir haftadır başbaşa kız kıza takılmadık ve Işıl bunun eksikliğini muhakkak hisseder. Bir kaç gün beraber özel bir şey yapmayalım hemen mesajlar yağar.

Neyse kararımı verdim yayın sonrası hiç bir işle meşgul olmayacağım ve kızımla başbaşa yemek yiyeceğiz. Sonra da özel bir yere kahve içmeye gideceğiz. Planımı yaptım yayın sonrası soluğu okulda aldım. Beni görünce çok sevindi, ” başbaşa yemeğe gidelim mi ” dediğimde mutluluktan uçtu. Bir çocuğu Mutlu etmek ne kadar kolay, Nasıl bir saflık ve Nasıl bir güzellik bu Allahım ? Onun o gülen yüzüne baktıkça hayat anlamlanıyor, daha bir güzel oluyor. Hayat umut veriyor bana. Çocuklar bize hayatı yeniden öğretiyor gerçekten??? varlıklarına her an şükretmek gerek.
Neyse okuldan çıktığımız gibi en yakın mekana gittik oturduk. Bu mekanlarda oyun alanı olmak zorunda, değilse bir hengame, bir gürültü başlar, bitmek bilmez. Aman sakın öyle bir hata yapayım demeyin. Ben bir kez öyle bir yere gittim, hala hatırladığımda afacanlar basar, içim titrer. ??

Bu mekanlarda oyun alanı olması şart ancak bize de hitap etmesi önemli. Yani hem karnımı doyurabileceğim iyi yemek yapan bir yer, hem şık, hem konforlu olmalı. İzmit te çok güzel mekanlar açılmaya başladı. Bende oraları sıkça ziyaret etmeye çalışıyorum ( oyun alanı varsa tabi ?)  Bu güzel mekanlardan biri de Barista Plus, İzmit şehit merkezinde yürüyüş yolu üzerinde ulu Gazi ilköğretim okulunun karşı çaprazında kalan ara sokakta. Ulaşım kolay, biraz ilerde iki tane otopark var, aracınızı da yakınına park edebileceğiniz bir yer. Yemekleri çok lezzetli, doyurucu ve sunum çok güzel. Çocuklar içinde özel bir köfte menüleri var, Kocaman bir tabak geliyor önünüze. İçinde patates kızartması da var ve köfteler minik hamburgerler şeklinde geliyor. Çocuklar bu duruma bayılıyor. Oyun alanı çok küçük ama benim kızım orada çok güzel Zaman geçiriyor. Size de tavsiye ederim Gönül rahatlığıyla.

 Barista plus ta yemeğimizi yedikten sonra ben kahvemi içecektim kızım da pasta yiyecekti, hadi yeni ve güzel bir yere gidelim dedik. Bir süredir aynı sokak üzerinde yeni bir dükkan dikkatimizi çekiyordu, içerisi Işıl Işıl , rengarenk ve davetkar bir vitrini olan bir dükkandı . Vitrinde Kocaman bir yılbaşı ağacı dikkatimizi çekmişti. İçeride çok güzel masa sandalyeler vardı, gelen müşterilere ikram etmek üzere pek çok kırabiye, çeşit çeşit pastalar, pogaçalar vardı.

Hadi içeri girelim dedik. Işıl ın o anki mutluluğu görülmeye değerdi. Hemen bir sandalyeye kuruldu ve pastasını beklemeye başladı. Tam bir hanımefendi gibi uslu uslu bekliyordu , bende bir fincan nescafe istedim. Etrafı inceledik biraz. Herşey tazecik ve çok güzeldi. Bazı kurabiyelerin tadına baktık, gerçekten çok güzeldi. Kızım tramisu yedi bende azıcık tadına baktım, kreması biraz yoğun ama lezzeti tam yerinde. nefisti. Hem hafif Hemde lezzetli, içinde hiç katkı maddesi yokmuş, tüm ürünler ev yapımı ve günlük. İşte bu harika. Çocuklarımıza gönül rahatlığıyla pasta yedirebilmek büyük bir lüks . Böyle bir mekanı Kocaeli ye kazandırdığı için Eda Melis Ergör’ ü tebrik ediyorum. Çok güler yüzlü ve misafirperver bir esnaf, Hemde çok genç. Henüz 24 yaşındaymış, yolu açık olsun inşallah. Mekanın ismi de pek havalı Le Patisserie MEL’s . Biraz önce verdiğim adrese çok yakın güzel bir yer. Keşke ismi daha Türkçe olsaydı, bizim kültürümüze ait bir isim olabilseydi. Neyse şimdi ki gençlik böyle , yapılacak bir şey yok. Pastalarını deneyin mutlaka derim.

Neyse her şey bir yana biz kızımla çok eğlendik, kız kıza sohbet ettik, hatta bir ara bizim evin erkeklerini bile çekiştirdik. Ne çok derdimiz varmış böyle, dedikodunun alasını yaptık. Bir rahatladım, anlatamam. Bu gece yatağıma uzanırken vicdan terazimin topuzu olması gereken yerdeydi, vicdanı rahatlamış bir anne olarak huzurla uyumuşum. Tabi şimdilik…