10 Kasım 2015 Salı

Ya Annem Ölürse

Annem ben 29 yaşıma gelene kadar benim için herkes gibi biriydi, önemli ve değerliydi elbette ama “Anne ” denilince insanlarda yarattığı etkiyi bende yaratmıyordu. Bu çok acı dimi? Biliyorum. Sevgisiz büyüdüğümden değil, sevildiğimi yeterince anlayamadığımdan, aklım ermediğinden.

Ben beş çocuklu bir ailenin 2. çocuğuyum. Bu biraz talihsiz bir durum gibi duruyor. Geniş aileleri çok sevdiğimi herkes bilir. Lakin ilgiyi, sevgiyi , beraberliği doyasıya yaşayabilen çocukların yetiştiği geniş aileleri seviyorum demek daha doğru olur galiba. Ben ilgiyi çok iyi alamamış bir çocuğum ne yazık ki. Hayatta hep bir şeyleri kendi başına yapmak zorunda kalan, bazen kendini mutsuz hisseden yalnız bir çocuktum.
Çok dramatize etmek istemem ama bunu hep böyle hissettim yıllarca. Etrafım çok kalabalıktı, her an yanımda olan birileri vardı, beni koruyan kollayan bir ablam vardı, sahip çıkmam gereken kardeşlerim vardı. Çok zora düştüğümde arkamda olduğunu çok sonra anladığım bir babam vardı. Beni anlamak için çaba sarf eden bir annem vardı ama ben yine de hep yalnız hissederdim kendimi. Annemin yapması gereken çok işi vardı, hayatın akışı içinde kayboluyordu bazen. O da çok yalnızdı. Yetişecek gücünün kalmadığı, pes etmek üzere olduğu pek çok zaman hatırlıyorum. Her duygunun bir biri içine geçtiği tuhaf zamanlar. Hatırlıyorum ve bazen çok hüzünleniyorum. Güçlü ama güçsüz, sevgi dolu ama sevgisiz işte öyle çok karmaşık. Nasıl anlatacağımı bile bilmediğim bir durum işte.anne

Şimdi 34 yaşındayım ve anne olmanın, ebeveyn olmanın, bir şeyleri yetiştirme telaşında olmanın, incinen olmanın, inciten olmanın, kadın olmanın, eş olmanın, yorgun olmanın, anlaşılamamış olmanın ve daha pek çok şeyin ne demek olduğunu idrak etmeye başladığım bir dönemdeyim. Büyük şans. Bu duygular içinde olmak güzel. Sanırım büyüyorum.

Ve şimdilerde aslında çocukluğumda yaşadığım ve eksikliğini hissettiğim şeylerden ötürü kimseyi sorumlu tutmamam ve bunlarla baş edebilmeyi öğrenmem gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarım eksiksiz ve mükemmel bir anneye sahip değiller ama eksiksiz ve mükemmel olmak en büyük çabam olmalı. Her ne kadar bunun böyle olmayacağını bilsem de…

Annemle şimdilerde güçlü bağlarımız var, ona kızgın ve kırgın değilim. O bildiklerini, doğru olduğuna inandıklarını yaptı sadece. Beni incitmek ve üzmek gibi bir amacı yoktu. Şimdi bilse bunları yazdığımı mutsuzluktan ölür eminim. Aman haberi olmasın ona göre.

Şimdi bende anneyim ve onu gerçekten çok iyi anlıyorum, ona büyük bir hayranlık duyuyorum, gücüne , azmine, genç yaşta 5 çocuk sahibi olabilmesine, her birimizi zararsız, ziyansız büyütebilmesine, hayata hazırlamasına. Kuvvetine, kudretine, bilgeliğine hayranım. Ancak bu kadarını yapabilirdi zaten. O bildiğinin en iyisini yaptı.

Peki ben onun kıymetini biliyor muyum? Pek sanmıyorum, yani içimden bu muhteşem duygular fışkırıyor ama ona bunu belli ediyor muyum? onu onurlandırıyor muyum? onu tebrik ediyor muyum? boynuna sarılıp onu çok sevdiğimi söylüyor muyum? onunla baş başa özel zamanlar geçiriyor muyum? kısmen hayır….

Geçenlerde bir yazı okudum, bir kitap tanıtımıydı. Kitabı okuyup sizlerle paylaşacağım. Roman ; annesi ölen bir kadının kendi içinde yaşadıklarını anlatıyormuş. Merak ettim doğrusu ve “ya annem ölürse” diye düşündürdü beni bu yazı.

Ya Annem Ölürse? ben ne yaparım. Günlük yaşamın koşturması içinde kaçırdığımız bir duygu bu. Ya onu kaybedersem, ne yaparım. Hemen aklımdan bin bir türlü şey geçiyor. Keşke diyeceğim çok şey var. Hemen bugün tüm o keşke diyeceğim şeyleri yapmak için harekete geçiyorum. Ona şuan itibariyle daha çok sarılacak, öpecek, ne kadar muhteşem bir anne olduğunu hatırlatacağım. İyi ki beni sen dünyaya getirmişsin, ne iyi etmişsin, senden daha harika bir annem olamazdı. diyeceğim. Daha sık ziyaret edeceğim, hediyeler alacağım.

Tam ben buna karar vermişken 400 km öteye Kastamonu’ya gitmiş olduğunu duymak büyük yıkım oldu ama olsun telefon diye bir şey var, hem geri dönecek zaten. Dönecek dimi? Dönecek.

Allah onları başımızdan eksik etmesin. Varlıklarının ne büyük nimet olduğunu yaşarken anlayıp idrak edelim. Hadi arayın annenizi, ya da gidin bir koşu. Öpün o mis kokulu ellerinden. Hadi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder