Merhaba değerli okurlarım bu hafta yine çok tanınan , sevilen ve mesleğinde başarılı bir Anne ile sohbet ettim. Keyifle okumanızı dilerim...
Merhaba Burcu Çetinkaya, tüm Kocaeli bölgesi
sizi yakından tanıyor ancak yine de kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1977 Tekirdağ doğumluyum, 2000 yılında
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakütesi’ni bitirdim. 2001-2004 yılları
arasında Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesinde Anestezi ve Reanimasyon
İhtisası, 2004-2009 yılları arasında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum İhtisası yaptım. 2009 yılında Ege
Üniversitesinde Endo-Laparoskopik Cerrahi eğitimi aldım. Riccon Enstitüsü
Academy tamamlayarak Cinsel Terapi Danışmanı sertifikamı da aldım. Yedi yıldır
bu bölgede hekimlik hizmeti veriyorum. Evliyim, bir oğlum ve bir kızım var.
Eşimde bölgenin sevilen ve tanınan doktorlarından Ortopedi ve Travmatoloji
Uzmanı Opr. Dr. Oğuz ÇETİNKAYA, her ikimizde
bu bölge için çalışmaktan çok mutluyuz.
Kocaeli bölgesinde ki potansiyelinizde düşüldüğünde,
çok yoğun bir mesai ile günü tamamlıyorsunuz. Bu kadar çok sevilmenizin ve
tercih edilmenizin sebebi nedir?
Aslında
her şeyin başı yaptığınız işi sevmek ile alakalı. Ben kadın hastalıkları ve
doğum doktorluğunu çok severek yapıyorum. Zaten severek yapmazsanız kimse sizi
gecenin 03’ünde yatağınızdan kaldırıp doğuma getirtemez yâda riskli gebelik
takibinizin doğumu, bayrama, planladığınız tatile geliyor diye evde oturtamaz.
Emek verdiğiniz, sevgi verdiğiniz her şey karşınızdaki kişiye geçiyor ve
gebeliklerini takip ettiğim hastalarım ile aramda güçlü bir iletişim
oluşturuyor. Dokuz ay uzun bir süre ve gebelik hem tıbbi hem de psikolojik bir
süreç, bu süreçte tüm gebelerime elimden geldiğince destek oluyorum, onlarda
sağ olsunlar bebeklerini dünyaya getirdikten sonra, arkadaşlarını, akrabalarını
da yönlendirerek sevdikleri herkesin rahat bir gebelik geçirmesine vesile
oluyorlar. Sizin en iyi reklamınız, ortaya koyduğunuz işinizdir, böyle olunca
da mesailerimiz dolu dolu geçiyor.
Her
kadın gibi anne olma isteği ve arzusu içimde hep vardı evliliğimizin 17.yılındayız. 2006 yılında ilk çocuğumuz
olan Eda’yı kucağımıza aldık. 4 yıl sonrada Enes katıldı ailemize. Eda 11, Enes
7 yaşında. Her iki gebeliğimde istediğimiz ve arzuladığımız zamanda oldu.
Hastalarımdan
bilenler ‘’Hocam bizde bir kızımız bir oğlumuz olsun istiyoruz, bakın siz
doktorsunuz ayarlamışsınız’’ diyor. Hep söylediğimi buradan tekrar paylaşmak
istiyorum. Gebelik Allah’ın yarattığı en gizemli en mucizevi süreçtir. Tıbbın
ilerlemesine rağmen hala bilinmeyenlerle dolu gizemli bir yolculuktur. O yüzden
insanoğlunun gücü, bilgisi, eğitimi, çocuk cinsiyetini doğmadan planlamaya
hiçbir zaman yetmeyecektir. Bir çocuk istediğimizde önce sağlıklı olmasını
dileyelim lütfen. Erkek, kız inanın sevgi olarak bir birinden farklı değil.
Sizin bir parçanızı dünyaya getiriyorsunuz, nasıl bir ayrım olabilir ki…
İlk defa çocuğunuzu kucağınıza aldığında neler hissettiniz?
Sevgili
kızım Eda’yı kucağıma verdiklerinde hissettiğim şey, şu ana kadar olan her
şeyden çok farklıydı. ‘’Anne olduğun da anlayacaksın’’ bunu hepimiz duyarız ve
herkese mutlaka birçok kez söylenir.
İşte
sizin dünyaya getirdiğiniz bir parçanız olmadan bu hissi anlamanız mümkün
değil. Çünkü anne olmak tüm mutlulukların üstünde, anne olduğunuzda,ömür boyu
asla vazgeçmeyeceğiniz bir sorumluluğa sahip oluyorsunuz, üstelik bundan keyif
alıyorsunuz.
Siz Kadın Hastalıkları ve
Doğum Uzmanısınız ve aslında doğan tüm bebeklerin ilk karşılaştığı kişisiniz?
Bir bebeğin ilk nefesine şahit olmak nasıl bir duygu?
Her doğuma girdiğimde,
omuzlarımda anne ve babasının aylardır özlemle beklediği biricik bebişlerinin
tonlarca ağırlığındaki mesuliyeti taşıyorum.Bizim en büyük şükrümüz, minik
meleklerin ilk nefesini alıp, ağlamaya başladığı andır! Her gün aynı işi
de yapsanız, yıllar da geçse, doğumlarınızın sayısı on binlere de yaklaşsa, bu
ritüel hiç değişmemiştir, değişmeyecektir...
Anneliği nasıl
tanımlarsınız?
Aslında
anne olmak hemen beraberinde çok güçlü olmayı gerektiriyor. Üstelik bunu siz
tercih etmiyorsunuz ya da size sorulmuyor… Tamamen içgüdüsel olarak, uykusuz
gecelere, susturamadığınız ağlamalara ve üst üste 5. Kez değiştirdiğiniz kakalı
bezlere, dağılan eve, kırılan eşyalara rağmen pozitif olarak yapıyorsunuz.
Bence sadece anne olunca insan kendinden çok bir canlıyı sevmeyi öğreniyor..
sonrasında da sabretmeyi, zaman yaratmayı ve en çokta mutlu olmayı öğreniyorsunuz..Yoksa
‘’Anne kakam bitti’’ sözünü ilk duyduğunuzda neden gözleriniz dolsun? Yada
‘’Tabağımdaki yemeklerin hepsini bitirdim’’ sözü niye sizin karnınızı doyursun…
Doktor bir anne olmak
hayatınıza nasıl etki etti?
Hem
anne hem baba doktor olan bir aileyiz biz, olumsuz etkisi özellikle acil
vakalar olduğunda gece yarısı yada bir programın tam ortasında koşa koşa
hastaneye gitmemi gerektiren durumlarda oluyor.
Olumlu
yanı ise, kurtarılan bir canın, bir
yemeğin yada bir tatilden çok daha önemli olduğunu küçük yaşlarda onlara empoze
ediyor olmamız.
Dengelemeye
çalışıyoruz aslında. Hem çok iyi anne baba, hem de çok iyi hekim olmaya
çalışıyoruz…
Çocuklarınızla en çok ne tür
etkinlikler yaparsınız?
Kızım
Eda ile arkadaş gibiyizdir. Gezeriz, evde dans ederiz ve hatta onun arkadaş
grubu ile gün düzenleriz J Enes daha sakindir. Resim yaparız ve onun tercih
ettiği oyunları oynarız.
İki çocuklu çalışan anne
olmak sizi zorladı mı?
Hem
anne, hem de doktor olmak tabi ki de ilk zamanlar için çok zordu. Artık
büyüdüler okul sürecimizde başladı. Ben güne çok erken başlıyorum ve yoğunluk
biter bitmez gün sonunda koşa koşa eve dönüyorum. Akşam yemeklerinde bir arada
olmamız önemli bizim için. Acil vaka durumlarımızda eşimin desteğini alıyorum.
Ama artık zorlanmıyoruz..Düzensizde olsa bir düzenimiz var. Çocuklar
bebeklikten beri bu koşturmacaya alıştıkları için empati yetenekleri bu anlamda
bizim işimizi kolaylaştırıyor.
Çalışan bir anne
olarak zamanı yönetmekle ilgili tüyolarınız var mı ?
Aslında öyle
hayat kurtaran tüyolarım yok, ama güne erken başlamak size birçok iş için zaman
kazandırıyor.
Anne adaylarına
ve yeni anne olmuşlara tavsiyeleriniz neler olurdu ?
Her anın tadını çıkarın. Çocukların her anları
ayrı güzel. Bebekliğinde de büyüdüğünde de size birçok şey öğrete biliyorlar.
Sabır annelikle birlikte artan ve en önemli
duygunuz. Her şey için sabırlı olun, unutmayın en geç büyüyen yavru, insan
yavrusudur. O yüzden doya doya her anın tadını çıkartın.
Çünkü dağılan ev toplanacak, kırılan eşyaların
yerine yenileri alınacak, sadece o anki tutumunuzu ve tavrınızı
değiştiremeyeceksiniz.
Çocuğunuzun nasıl bir insan olacağı sizin
elinizde çünkü onlar, mutluluğunuzu, kaygınızı ve korkularınızı hissediyorlar.
Sizlerin olaylar karşısında verdiği tepkiyi örnek alıyorlar.
Mutlu olun! Çünkü yalnızca mutlu ailelerin
mutlu çocukları olacak ve dünyayı onlar kurtaracak.
Sevgiyle kalın…
İlginiz ve sohbetiniz için teşekkür ediyorum.
Benim sevgili doktorcum, hamilelik deyince aklıma gelen üç şey birincisi kızım, ikincisi siz ve üçüncüsü erken Doğum. Güven çok önemli. Üstelik iki tane can söz konusuysa. Benim şize güvenim sonsuZ. Kocaman bir 7.5 ay geçirdik beraber. Alanının en iyisi ve dediğim gibi benim için sonsuz güven duyacağım tek doktor 😘
YanıtlaSilİlginiz için teşekkürler
SilBurcu hanım kadar içten bir doktor tanımadım tanıyamayacağımı da düşünüyorum.Hamileliğim sürecinde Bolu'dan Gebze'ye gelmeye hiç üşenmedim çünkü evladımı güvenebileceğim bir hekime emanet etmem gerekiyordu Allahım ve doktorum sayesinde şuan kızım 2 yaşında.Sizi çok seviyoruz iyi ki varsınız ������
YanıtlaSil🙏🏻🙏🏻🙏🏻🙏🏻
Sil