28 Kasım 2016 Pazartesi

Dr. Burcu Çetinkaya ile Annelik üzerine...


Merhaba değerli okurlarım bu hafta yine çok tanınan , sevilen ve mesleğinde başarılı bir Anne ile sohbet ettim. Keyifle okumanızı dilerim...


Merhaba Burcu Çetinkaya, tüm Kocaeli bölgesi sizi yakından tanıyor ancak yine de kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1977 Tekirdağ doğumluyum, 2000 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakütesi’ni bitirdim. 2001-2004 yılları arasında Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesinde Anestezi ve Reanimasyon İhtisası, 2004-2009 yılları arasında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum İhtisası yaptım. 2009 yılında Ege Üniversitesinde Endo-Laparoskopik Cerrahi eğitimi aldım. Riccon Enstitüsü Academy tamamlayarak Cinsel Terapi Danışmanı sertifikamı da aldım. Yedi yıldır bu bölgede hekimlik hizmeti veriyorum. Evliyim, bir oğlum ve bir kızım var. Eşimde bölgenin sevilen ve tanınan doktorlarından Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Oğuz ÇETİNKAYA, her ikimizde bu bölge için çalışmaktan çok mutluyuz.


Kocaeli bölgesinde ki potansiyelinizde düşüldüğünde, çok yoğun bir mesai ile günü tamamlıyorsunuz. Bu kadar çok sevilmenizin ve tercih edilmenizin sebebi nedir?

Aslında her şeyin başı yaptığınız işi sevmek ile alakalı. Ben kadın hastalıkları ve doğum doktorluğunu çok severek yapıyorum. Zaten severek yapmazsanız kimse sizi gecenin 03’ünde yatağınızdan kaldırıp doğuma getirtemez yâda riskli gebelik takibinizin doğumu, bayrama, planladığınız tatile geliyor diye evde oturtamaz. Emek verdiğiniz, sevgi verdiğiniz her şey karşınızdaki kişiye geçiyor ve gebeliklerini takip ettiğim hastalarım ile aramda güçlü bir iletişim oluşturuyor. Dokuz ay uzun bir süre ve gebelik hem tıbbi hem de psikolojik bir süreç, bu süreçte tüm gebelerime elimden geldiğince destek oluyorum, onlarda sağ olsunlar bebeklerini dünyaya getirdikten sonra, arkadaşlarını, akrabalarını da yönlendirerek sevdikleri herkesin rahat bir gebelik geçirmesine vesile oluyorlar. Sizin en iyi reklamınız, ortaya koyduğunuz işinizdir, böyle olunca da mesailerimiz dolu dolu geçiyor.


Annelik planladığınız bir şey miydi?

Her kadın gibi anne olma isteği ve arzusu içimde hep vardı evliliğimizin  17.yılındayız. 2006 yılında ilk çocuğumuz olan Eda’yı kucağımıza aldık. 4 yıl sonrada Enes katıldı ailemize. Eda 11, Enes 7 yaşında. Her iki gebeliğimde istediğimiz ve arzuladığımız zamanda oldu.

Hastalarımdan bilenler ‘’Hocam bizde bir kızımız bir oğlumuz olsun istiyoruz, bakın siz doktorsunuz ayarlamışsınız’’ diyor. Hep söylediğimi buradan tekrar paylaşmak istiyorum. Gebelik Allah’ın yarattığı en gizemli en mucizevi süreçtir. Tıbbın ilerlemesine rağmen hala bilinmeyenlerle dolu gizemli bir yolculuktur. O yüzden insanoğlunun gücü, bilgisi, eğitimi, çocuk cinsiyetini doğmadan planlamaya hiçbir zaman yetmeyecektir. Bir çocuk istediğimizde önce sağlıklı olmasını dileyelim lütfen. Erkek, kız inanın sevgi olarak bir birinden farklı değil. Sizin bir parçanızı dünyaya getiriyorsunuz, nasıl bir ayrım olabilir ki…



İlk defa çocuğunuzu kucağınıza aldığında neler hissettiniz?

Sevgili kızım Eda’yı kucağıma verdiklerinde hissettiğim şey, şu ana kadar olan her şeyden çok farklıydı. ‘’Anne olduğun da anlayacaksın’’ bunu hepimiz duyarız ve herkese mutlaka birçok kez söylenir.
İşte sizin dünyaya getirdiğiniz bir parçanız olmadan bu hissi anlamanız mümkün değil. Çünkü anne olmak tüm mutlulukların üstünde, anne olduğunuzda,ömür boyu asla vazgeçmeyeceğiniz bir sorumluluğa sahip oluyorsunuz, üstelik bundan keyif alıyorsunuz.



Siz Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanısınız ve aslında doğan tüm bebeklerin ilk karşılaştığı kişisiniz? Bir bebeğin ilk nefesine şahit olmak nasıl bir duygu?

Her doğuma girdiğimde, omuzlarımda anne ve babasının aylardır özlemle beklediği biricik bebişlerinin tonlarca ağırlığındaki mesuliyeti taşıyorum.Bizim en büyük şükrümüz, minik meleklerin ilk nefesini alıp, ağlamaya başladığı andır! Her gün aynı işi de yapsanız, yıllar da geçse, doğumlarınızın sayısı on binlere de yaklaşsa, bu ritüel hiç değişmemiştir, değişmeyecektir...



 Anneliği nasıl tanımlarsınız? 
Aslında anne olmak hemen beraberinde çok güçlü olmayı gerektiriyor. Üstelik bunu siz tercih etmiyorsunuz ya da size sorulmuyor… Tamamen içgüdüsel olarak, uykusuz gecelere, susturamadığınız ağlamalara ve üst üste 5. Kez değiştirdiğiniz kakalı bezlere, dağılan eve, kırılan eşyalara rağmen pozitif olarak yapıyorsunuz. Bence sadece anne olunca insan kendinden çok bir canlıyı sevmeyi öğreniyor.. sonrasında da sabretmeyi, zaman yaratmayı ve en çokta mutlu olmayı öğreniyorsunuz..Yoksa ‘’Anne kakam bitti’’ sözünü ilk duyduğunuzda neden gözleriniz dolsun? Yada ‘’Tabağımdaki yemeklerin hepsini bitirdim’’ sözü niye sizin karnınızı doyursun…



Doktor bir anne olmak hayatınıza nasıl etki etti?

Hem anne hem baba doktor olan bir aileyiz biz, olumsuz etkisi özellikle acil vakalar olduğunda gece yarısı yada bir programın tam ortasında koşa koşa hastaneye gitmemi gerektiren durumlarda oluyor.

Olumlu yanı ise, kurtarılan bir canın,  bir yemeğin yada bir tatilden çok daha önemli olduğunu küçük yaşlarda onlara empoze ediyor olmamız.

Dengelemeye çalışıyoruz aslında. Hem çok iyi anne baba, hem de çok iyi hekim olmaya çalışıyoruz…


Çocuklarınızla en çok ne tür etkinlikler yaparsınız?

Kızım Eda ile arkadaş gibiyizdir. Gezeriz, evde dans ederiz ve hatta onun arkadaş grubu ile gün düzenleriz J Enes daha sakindir. Resim yaparız ve onun tercih ettiği oyunları oynarız.



İki çocuklu çalışan anne olmak sizi zorladı mı?

Hem anne, hem de doktor olmak tabi ki de ilk zamanlar için çok zordu. Artık büyüdüler okul sürecimizde başladı. Ben güne çok erken başlıyorum ve yoğunluk biter bitmez gün sonunda koşa koşa eve dönüyorum. Akşam yemeklerinde bir arada olmamız önemli bizim için. Acil vaka durumlarımızda eşimin desteğini alıyorum. Ama artık zorlanmıyoruz..Düzensizde olsa bir düzenimiz var. Çocuklar bebeklikten beri bu koşturmacaya alıştıkları için empati yetenekleri bu anlamda bizim işimizi kolaylaştırıyor.



Çalışan bir anne olarak zamanı yönetmekle ilgili tüyolarınız var mı ?

Aslında öyle hayat kurtaran tüyolarım yok, ama güne erken başlamak size birçok iş için zaman kazandırıyor.



Anne adaylarına ve yeni anne olmuşlara tavsiyeleriniz neler olurdu ?

Her anın tadını çıkarın. Çocukların her anları ayrı güzel. Bebekliğinde de büyüdüğünde de size birçok şey öğrete biliyorlar.

Sabır annelikle birlikte artan ve en önemli duygunuz. Her şey için sabırlı olun, unutmayın en geç büyüyen yavru, insan yavrusudur. O yüzden doya doya her anın tadını çıkartın.

Çünkü dağılan ev toplanacak, kırılan eşyaların yerine yenileri alınacak, sadece o anki tutumunuzu ve tavrınızı değiştiremeyeceksiniz.

Çocuğunuzun nasıl bir insan olacağı sizin elinizde çünkü onlar, mutluluğunuzu, kaygınızı ve korkularınızı hissediyorlar. Sizlerin olaylar karşısında verdiği tepkiyi örnek alıyorlar.



Mutlu olun! Çünkü yalnızca mutlu ailelerin mutlu çocukları olacak ve dünyayı onlar kurtaracak.



Sevgiyle kalın…



İlginiz ve sohbetiniz için teşekkür ediyorum.


4 yorum:

  1. Benim sevgili doktorcum, hamilelik deyince aklıma gelen üç şey birincisi kızım, ikincisi siz ve üçüncüsü erken Doğum. Güven çok önemli. Üstelik iki tane can söz konusuysa. Benim şize güvenim sonsuZ. Kocaman bir 7.5 ay geçirdik beraber. Alanının en iyisi ve dediğim gibi benim için sonsuz güven duyacağım tek doktor 😘

    YanıtlaSil
  2. Gamze arabacı29 Kasım 2016 19:39

    Burcu hanım kadar içten bir doktor tanımadım tanıyamayacağımı da düşünüyorum.Hamileliğim sürecinde Bolu'dan Gebze'ye gelmeye hiç üşenmedim çünkü evladımı güvenebileceğim bir hekime emanet etmem gerekiyordu Allahım ve doktorum sayesinde şuan kızım 2 yaşında.Sizi çok seviyoruz iyi ki varsınız ������

    YanıtlaSil