Tam 10 yıl önce atılan bir imza ile bambaşka bir hayat başladı bizim için. Filmlerdeki Mutlu son gibi ebediyen Mutlu kalacak bir aile değil, asıl hayatın başladığı, acıyı, tatlıyı harmanladığımız, içine bolca sevgi eklediğimiz, bazen hüzünlü, bazen sevinçli, bazen iyi, bazen kötü bir hayat. Beraber pek çok şey öğrendik, birlik olmayı, aile olmayı, her koşulda birbirimizi desteklemeyi öğrendik. Birbirimize saygı duyduk, farklılıklarımızı sevdik, kendimize özgürce yaşadığımız alanlar bıraktık. Birbirimizden uzaklaştığımız da oldu, sıkıldığımız da oldu ama hep sevdik, birbirimize sıkıca sarılmayı öğrendik. Bu sevgiyle ailemiz büyüdü, ikiyken dört olduk, şimdi kalabalık olmanın, aile olmanın tadını çıkarıyoruz.
Şimdilerde çevremde evlilikten korkan insanlar görüyorum, asla evlenmeyeceklerini ve Mutlu bir evlilik yaşayamadıktan sonra evlenmenin manası olmadığını söylüyorlar. Hayatlarımızı sıkıcı ve keyifsiz buluyorlar. Hatta çocuklarla ne kadar yorulduğumuzu görenler evlat sahibi olmanın işkence olduğunu , özgür yaşamaya devam etmek için evliliği rafa kaldırmak gerektiğini düşünüyorlar.
Size bir dost tavsiyesi; evlilik muhteşem ve çok çok çok harika bir müessese değil. Pek çok zaman zorunluluktan dolayı yaptığımız şeyler yüzünden kendinizi çok mutsuz hissediyoruz. Gereğinden fazla sorumluluğumuz var. Hatta kadınsanız açık ve net söylemeliyim kesinlikle eziliyorsunuz. Topluma, eşinize ve onun ailesine karşı olan aşırı sorumluluklar yoruyor ve bazen insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyorum bütün bunların. Sadece beraber yaşamakla , çocuklarınızı büyütmekle kalmıyorsunuz, herkesi hoşnut etmemiz gerekiyor, evli olmanın vecibelerini yerine getirmediğinizde dışlanıyorsunuz. Yetenekli, popüler ve yeni şeyler yapabilen farklı biri iseniz kocanızı hep ikna etmek zorunda kalıyorsunuz. Toplum her yaptığınızı onaylamıyor ve eşinize baskı yapılıyor o da gelip tüm negatif enerjisini size veriyor. Hem kendi motivasyonunuzu yükseltmeye çalışıyorsunuz, hem toplumun onayladığı biri olmaya çalışıyorsunuz , hem de eşinizi ikna etmeye çalışıyorsunuz. Yani evlendiğinizde sadece sevgilinizle evlenmiyorsunuz. Tüm toplumla ve eşinizin tüm akrabaları ile de evlenmiş oluyorsunuz.
Çocuklar konusu ayrı bir olay, çocuklarla ilgili tüm olumsuzluklar kadınsanız size yükleniyor, tüm sorumluluklar ve çocuğun yanlış yaptığı herşey annenin hatası oluyor. Çocuğun tüm yetenekleri, saygılı davranışları, sevimliliği ve güzelliği daima babaya benziyor ve hatta sülaledeki babanın akrabalarına çekmiş oluyor çocuk. Eğitim hayatı, seçimleri, hataları annenin suçu oluyor , " annesi eğitemedi" diyorlar yada her fırsatta çocuğun Nasıl eğitileceği ile ilgili açıklamalar yapılıp, öneriler sunuluyor.
Güçlü, iradeli, akıllı, yetenekli ve popüler biri iseniz bunu daima kocanız sayesinde yapmış oluyorsunuz. " Kocası olmasa o bir hiç" diyorlar, " bende öyle koca olsa neler yapardım neler " diyorlar. Sizin aklınız, iradeniz kocanızın müsaaması olmasa işe yaramayacak yani, o kadar acizsiniz.
Hem çalışıp, hem çocukların herşeyiyle ilgileniyorsunuz hem de evin tüm sorumluluğu sizin üzerinizde oluyor ama akşam işten gelince kocanıza mükellef sofra hazırlamış olmanız gerekiyor, siz hizmet ederken onun paşa koltuğunda ıstrahat etmesi gerekiyor. Mümkünse çocuklarla on dakika oynadıktan sonra çocuklarla da sizin ilgilenmeniz gerekiyor. Çünkü o çok yorgun oluyor, zaten sizin yorulmak gibi bir hakkınız yok, çünkü kadınsınız. Yuvayı dişi kuş yapıyor. Kocanızın içkisi, kumarı, karı kız derdi yoksa geri kalan herşey önemsiz oluyor. Kocanız başınızda olsun da gerisi ne olursa olsun.
Yapmak istediğimiz her yeni şey " icat çıkarma" denilerek önemsizleştiriliyor. Yapmak istediğiniz her şeyi aileye ve eve olumlu katkıları olduğuna ikna ettikten sonra yapabiliyorsunuz. Alınmış bir ev , araba ve tüm maddi kaynaklı şeyler evin erkeğinin adı zikredilerek " o yaptı" diye anlatılıyor. Kadın eziliyor, kadın üzülüyor, kadın yıpranıyor .
Her düğüne, her davete katılmanız gerekiyor, akrabaların hastalıkları, cenazeler ve benzeri her yerde başrolde olmanız, tüm insanlara ne kadar yardımsever ve canla başla çalışıyor olduğunuzu göstermeniz gerekiyor. Başkalarının ne düşündüğü hayattaki en önemli unsur oluyor.
Ohhhh içim rahatladı valla. Bugün size evlilik şöyle güzeldir, böyle güzeldir, bulutların arasından dünyayı seyrediyorsunuz falan gibi şeyler yazmak isterdim ama doğruları yazmayı uygun gördüm. Böyle bir çağda hala bu durumları yaşıyoruz ne yazık ki. Eğitimlisi, eğitimsizi, köylüsü, şehirlisi hepimiz yaşıyoruz bu durumları. Bana sorarsanız evliliğin tüm bu yukarıda bahsettiğim ve bahsetmeye zaman bulamadığım gereksiz, saçma sapan durumları olmasa, kadınlar ezilmeden insan gibi yaşayabilse evlilik Harikadır. Bizim toplumumuz aileye serbest olma özgürlüğü vermiyor. Evli çiftin üzerinden ellerimi çekmiyor, hata yapmasına, sorun yaşamasına izin vermiyor. Özgürce duygularını yaşayamayan çiftler bir düre sonra birbirini yerken buluyor kendini.
Ben tam 10 yıl önce bugün evlendim. İyi ki evlenmişim, biri ile tüm hayatı paylaşmak duygusu çok güzel. Eğer bir de eşin sohbet edebildiğin, seni anlayan ve destekleyen biri ise onunla yaşlanmayı arzuluyorsun. ( şunu da belirteyim, herşeyi karşıdan bekleyemezsin , önce sen iyi bir sevgili, dost, sohbet edebilen biri olacaksın. Dünyanın en muhteşem adamıyla herkes Mutlu olur zaten. Mutluluğu önce sen yaratacaksın, emek verecek, saygı duyacak, seveceksin) Evlendiğim için pişman olduğum zamanlar oldu, evli olmasaydım hayatımın Nasıl olacağını düşündüğüm zamanlarım da oldu. Ve hep şu sonuca vardım " iyi ki evlenmişim". Hayatta herşey muhteşem olmuyor, kolayca ve kendiliğinden gelmiyor fakat biz herşeyi güzelleştirebiliriz, değiştirebiliriz. Önce Hayatımızın baş rol oyuncusu olduğumuzu hatırlayalım, bu hayatı şekillendirmenin bizim elimizde olduğunu unutmayalım. Ben öyle yaptım. Yağlı boya tablo Çizer gibi hayatımı resmettim. Şuan o resmin tam ortasında Mutlulukla dans ediyorum.
Bazen durup düşünüyorum ve hayatımda hiç bi işi başaramasam, bir baltaya sap olamasam, hiç bir şey istediğim gibi olmasa da bir aile kurduğum için , çocuklarım olduğu için kendimi dünyanın en şanslı insanı ilan ederim. Bence aile kurmak bu hayatta yapılabilecek en doğru ve en güzel şey. Bedellerini ödediğiniz, zorluğuna katlandığınız ve emek verdiğiniz her şey çok güzel oluyor. Büm o yorgunluklarınız, tüm ezilmişlikleriniz, tüm hüzünleriniz yok oluyor. Bedellerini ödeyebileceğiniz evlilikler kurmanızı ve Mutlu olmanızı dilerim..,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder