Hayat eğer anlamayı ve hissetmeyi bilirsek mutlulukla dolu bir yolculuk . Buna çok inanıyorum . image
Hayatı yeni yeni öğrenmeye başladığım ve anlamını çözemediğim dönemlerde sık sık hayatın acımasız ve kötü olduğunu düşünürdüm. Herkes çok mutsuzdu çünkü. Herkes şikayetçiydi, keyifsiz ve hastaydı. Herkes mutsuzluğunu anlata anlata bitirtmiyordu, hatta bu halinden hoşnut olan, anlattıkça Mutlu olanlar gördüm. Kendi mutsuzluğunu ve ne kadar acınacak durumda olduğunu anlatmaktan doğan bir mutluluk. Ne tuhaf. Aslında herkes mutluluğun bir formülünü buluyordu , ters bir denklem olsada, içinde tezatlıklar barındırsa da herkes bir yol arıyordu kendince.
çocukken gözlemlemeyi çok severdim, oturup dakikalarca bir insanı seyredip onunla ilgili yorumlar yapardım içimden. Otobüste bir yerlere giderken yol kenarındaki evleri seyreder, perdesi, ışığı , evdeki hareketliliği seyreder o aileyi anlamaya çalışırdım. Gördüğüm herşeyin bir hikayesi vardı. Bunu biliyordum. Her baktığım şeyin bir yaşanmışlığı, anıları vardı. Ve etrafa yaydığı bir ışık. Yaşanan acılar, mutluluklar hepsi bu ışığa hapsolmuş bir biçimde orada öylece dururdu ve ben görürdüm. Şimdi 35 yaşındayım ve baktığım herşeyin sandığımdan daha derin ve daha özel manaları olduğunun farkındayım. İyice bakarsanız derindeki tüm güzelliği ve muhteşemliği görebilirsiniz.
Çocukken o çok mutsuz insanlara ve yaşamlara baktıkça daha da derinini görmeye, anlamaya çalışırdım. Ve gördüm ki aslında her insanın ve her hayatın içinde biraz da olsa mutluluk vardı. Bazen insanlar Mutlu olduklarını bile anlamayacak kadar yüzeysel yaşıyordu sadece. Bu farkındalıksız hal beni çok üzerdi. Onlara içinde bulundukları güzellikleri göstermek, uyarmak isterdim.
Kendimle bolca sohbet ettiğim günlerden birinde ” hayat böyle bir şey olmamalı, Mutluluğun olduğu ve mutluluğun yaşandığı bir hayat kurulabilir.” Dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Ben Mutlu olmayı seçiyorum. Evet ben Mutlu olmalıyım .
Şimdi genel çerçevede kendimi böyle nitelendirebilirim. Çok içerden, çok derinden gelen ve asla sarsılmayan bir mutluluk halim var. Zaman Zaman etkilendiğim ve duyarlı olduğum konular olmakta birlikte bunlatın üstesinden gelip, yaşamıma kaldığım yerden devam edebiliyorum.
Bu çok yeni bir bilgi benim hayatımda, sizlerle de paylaşmak istedim. Önceleri beni mutsuz eden yada enerjimi aşağıya çeken insanlarla ilgili direnç gösterir ve onlarla ilişkimi sürdürmeye ve hatta mümkünse daha fazla üstüne gidip o duygumu yok edene kadar direnirdim. Bu beni çok yordu. Bana kattıkları olmakla birlikte beni çok agresif ve tutarsız hale de getirdiği Zaman’lar oldu. Şimdi hayatla birlikte akıyorum. Yani beni zora sokan, yoran, üzen ve enerjimi düşüren insanlar ve olaylardan uzak duruyorum. Kendime bu acımasızlığı yapmıyorum. Çünkü artık gereksiz hiç bir şeyle uğraşacak Zamanım ve enerjim yok. Beni yücelten, değerli olduğumu hissettiğim insanlarla olmayı seçiyorum. Ve benim de değer verdiğim, yücelttiğim ve birlikte iyi bir armoni oluşturduğum insanları hayatıma davet ediyorum.
Size bir dost tavsiyesi hayatınızın ve özelinizin sınırlarını çizin ve özel yaralarınıza dokunan, izinsiz içeri giren, huzursuz eden insanlarla mesafeli olun. Bir kurt gibi içinizi kemiren duyguları size empoze eden insanlardan uzak durun. Eteğinizdeki tüm taşlardan kurtulun. İçinizdeki endişeyi ve huzursuzluğu arttırdığınızda yaratıcılığınızı engellersiniz ve yapmak istediklerinizden uzaklaşırsınız. Daima yolda kalmak için engellerinizden kurtulun. Bu dünyanın iyi enerjilere ihtiyacı var. İyi olun, Mutlu olun.
Hayatı yeni yeni öğrenmeye başladığım ve anlamını çözemediğim dönemlerde sık sık hayatın acımasız ve kötü olduğunu düşünürdüm. Herkes çok mutsuzdu çünkü. Herkes şikayetçiydi, keyifsiz ve hastaydı. Herkes mutsuzluğunu anlata anlata bitirtmiyordu, hatta bu halinden hoşnut olan, anlattıkça Mutlu olanlar gördüm. Kendi mutsuzluğunu ve ne kadar acınacak durumda olduğunu anlatmaktan doğan bir mutluluk. Ne tuhaf. Aslında herkes mutluluğun bir formülünü buluyordu , ters bir denklem olsada, içinde tezatlıklar barındırsa da herkes bir yol arıyordu kendince.
çocukken gözlemlemeyi çok severdim, oturup dakikalarca bir insanı seyredip onunla ilgili yorumlar yapardım içimden. Otobüste bir yerlere giderken yol kenarındaki evleri seyreder, perdesi, ışığı , evdeki hareketliliği seyreder o aileyi anlamaya çalışırdım. Gördüğüm herşeyin bir hikayesi vardı. Bunu biliyordum. Her baktığım şeyin bir yaşanmışlığı, anıları vardı. Ve etrafa yaydığı bir ışık. Yaşanan acılar, mutluluklar hepsi bu ışığa hapsolmuş bir biçimde orada öylece dururdu ve ben görürdüm. Şimdi 35 yaşındayım ve baktığım herşeyin sandığımdan daha derin ve daha özel manaları olduğunun farkındayım. İyice bakarsanız derindeki tüm güzelliği ve muhteşemliği görebilirsiniz.
Çocukken o çok mutsuz insanlara ve yaşamlara baktıkça daha da derinini görmeye, anlamaya çalışırdım. Ve gördüm ki aslında her insanın ve her hayatın içinde biraz da olsa mutluluk vardı. Bazen insanlar Mutlu olduklarını bile anlamayacak kadar yüzeysel yaşıyordu sadece. Bu farkındalıksız hal beni çok üzerdi. Onlara içinde bulundukları güzellikleri göstermek, uyarmak isterdim.
Kendimle bolca sohbet ettiğim günlerden birinde ” hayat böyle bir şey olmamalı, Mutluluğun olduğu ve mutluluğun yaşandığı bir hayat kurulabilir.” Dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Ben Mutlu olmayı seçiyorum. Evet ben Mutlu olmalıyım .
Şimdi genel çerçevede kendimi böyle nitelendirebilirim. Çok içerden, çok derinden gelen ve asla sarsılmayan bir mutluluk halim var. Zaman Zaman etkilendiğim ve duyarlı olduğum konular olmakta birlikte bunlatın üstesinden gelip, yaşamıma kaldığım yerden devam edebiliyorum.
Bu çok yeni bir bilgi benim hayatımda, sizlerle de paylaşmak istedim. Önceleri beni mutsuz eden yada enerjimi aşağıya çeken insanlarla ilgili direnç gösterir ve onlarla ilişkimi sürdürmeye ve hatta mümkünse daha fazla üstüne gidip o duygumu yok edene kadar direnirdim. Bu beni çok yordu. Bana kattıkları olmakla birlikte beni çok agresif ve tutarsız hale de getirdiği Zaman’lar oldu. Şimdi hayatla birlikte akıyorum. Yani beni zora sokan, yoran, üzen ve enerjimi düşüren insanlar ve olaylardan uzak duruyorum. Kendime bu acımasızlığı yapmıyorum. Çünkü artık gereksiz hiç bir şeyle uğraşacak Zamanım ve enerjim yok. Beni yücelten, değerli olduğumu hissettiğim insanlarla olmayı seçiyorum. Ve benim de değer verdiğim, yücelttiğim ve birlikte iyi bir armoni oluşturduğum insanları hayatıma davet ediyorum.
Size bir dost tavsiyesi hayatınızın ve özelinizin sınırlarını çizin ve özel yaralarınıza dokunan, izinsiz içeri giren, huzursuz eden insanlarla mesafeli olun. Bir kurt gibi içinizi kemiren duyguları size empoze eden insanlardan uzak durun. Eteğinizdeki tüm taşlardan kurtulun. İçinizdeki endişeyi ve huzursuzluğu arttırdığınızda yaratıcılığınızı engellersiniz ve yapmak istediklerinizden uzaklaşırsınız. Daima yolda kalmak için engellerinizden kurtulun. Bu dünyanın iyi enerjilere ihtiyacı var. İyi olun, Mutlu olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder