30 Ekim 2015 Cuma

Sadece Bir Günümün Yarısı Nasıl Geçiyor?

Şuan stüdyo bomboş , tek başıma sunucu koltuğuna oturmuş dinleniyorum. Şuan saat 12:48 yani yayına bir saatten fazla vaktim var, dinlenmek için iyi bir Zaman.

Beni genelde stüdyo fotoğraflarımla tanıyorsunuz , giyinmiş kuşanmış, süslenmiş ve en güzel gülümsemesini yüzüne yerleştirmiş ve Mutlu olarak. Tabi ki mutluyum ayrı mesele  tabi yorgunluk ve bazen uykusuzluğun verdiği ağırlığı üzerimde taşısam da sizlere belli etmemeye çalışıyorum. Özellikle sabahları yoğun bir koşturmacam var benim. Çoğunlukla sabah 7 civarları minik yakışıklı oğlumun ” anne” diye bana seslenmesiyle gözlerimi açıyorum. O sevimli suratı ve gülümsemesini görünce hemen ayılıveriyorum. Çok değil bir kaç dakika sonra güzeller güzeli kızım kapıda beliriyor. Önce hafif asık ve memnuniyetsiz bir yüz ifadesiyle bakıyor bana . Uygar ile başbaşa oluşumuz rahatsız ediyor onu belli ki.
Sonra ben ve uygar en içten gülümsememiz ile aramıza alıyoruz onu. Öpüşüp koklaşmalar, birbirimize anlatılan rüyalar, gün içinde yapmak istediklerimizin konuşmaları arasında kayboluyoruz bir an. Sonra evin erkeği kayıtsız kalamıyor bu duruma, hemen aramıza dahil oluyor. 
Babayı işe yollayınca başlıyor koşturmaca, hemen bir kahvaltı sofrası hazırlıyorum onlara, beraber oturup kahvaltı ediyoruz. Böyle kolayca söylediğime bakmayın , pek de kolay olmuyor valla. Işıl hanım biraz naz yapar, yumurtasının pişme şeklini pek beğenmez yada sütünü başka bardaktan içmek ister falan filan. Ama muhakkak bir mızmızlık yapılır . Sakinliğimi korumak için derin derin nefesler alıp veririm. Bazen bu bile yetmez ama sabır, sabır, sabır derim Allah’a . O tüm duaları duyar.

Işıl’la kolayca ve sıkıntısız kahvaltı ettiğimizi pek hatırlamam , olsun. Onu böyle kabul ediyorum ?

Uygar her şeyi kendisi yemeğe çalışır ve bana asla izin vermez. Çatal bıçak onun elinde olacak, tabağında tüm kahvaltılıkları olacak ve tabi ki süt. Hepsini kendi bitirecek. Buna sözüm yok , hatta bir buçuk yaşında olup yemeğini kendi başına yiyor olması büyük başarı. Bu sebeple mutluyum. İşin fena tarafı, elleri, yüzü gözü, üstü başı, saçlarının diplerine kadar yumurta olan bir çocuk hayal edin. Hatta yerlere dökülen kırıntılar, zeytin , peynir parçacıkları. Daha bir bardak çay içemeden ve ne yediğimi anlamadan sofradan kalkmak zorunda kalırım. Hadi oraları topla, çocuğun üstünü değiştir , elini yüzünü yıka, diğerinin kendini temizlediğinden emin ol, dişler fırçalandı mı kontrol et. ???? işin en zor kısmı başlıyor Işıl üstünü giyinip okula götürülmeli??? işte bu en zoru galiba. Giyineceği kıyafetleri kendi seçmeli, ne isterse onu giyinmeli . Kışın kolsuz ve ince badiler en sevdikleri, mümkünse şort giyinmek altına da çizme giyinmek ister. Renk uyumu diye bir kavram henüz yok tabi. Renkleri siz hesap edin artık. Çoğunlukla tartışmalı bir giyinme faslından sonra, okul çantasındaki eksikler tamamlanır, suluğu yıkanır ve tabi bu arada sürekli eteklerimden çekiştiren yakışıklı oğlum oyun oynamak ister, mızmızlanır.

ve nihayet zar zor arabaya bindirilirler ve çıkarız yola , istikamet okul. Okula gidene kadar Işıl’ın gönlünü hoş tutmak şart yoksa okul kapısında kabus dolu anlar beni bekler. Işıl’ı okula bıraktıktan sonra bir yarım nefes alırım her zaman. Ohhhhh çok şükür bunu da atlattık dercesine? 

















daha bitmedi eve dönünce bizim yakışıklı oğlan sokağa çıkarılacak , parklarda oyunlar oynanacak, köpekler ve kedilerle oyunlar oynanacak , koşulacak, hoplayıp zıplanacak. Bir saat kadar onu oyunlarla oyaladıktan sonra eve dönüp ona tazecik çorba pişirilecek ve kendi kendine yeme işlemi bitince yine temizlikler yapılacak ve sonra oyuncaklarıyla onu Mutlu edecek oyunlar kurulacak ve oynanacak. Ve saat olacak 11:30 ve evden çıkma zamanı  gelecek. Oğlumu komşu teyzesine bıraktıktan sonra evi toplayıp çıkmam gerek. Sonra kuaföre gidilip güzelleşilecek ve yayında giyineceğim kıyafet alınıp tv stüdyosuna gidilecek. Herkes beni şıkır şıkır , mutlu ve güzel olarak görecek. Oysaki o saate kadar koşturan ben son derece enerjik bir vaziyette çıkıyorum karşınıza ve keyifli bir program geçiriyorum. Herkes o fotoğrafları görünce evde bakıcılarım olduğunu, evimi temizleyen birileri olduğu için bu kadar iyi göründüğünü, herşeye bu yüzden yetişebildiğimi, sosyal hayatımın bu sebeple dolu dizgin devam ettiğini düşünüyor.?? oysa hiç de göründüğü gibi değil herşey.image

Tüm bunları neden mi anlatıyorum ? ? Hayat çok güzel ve yapılacak çok şey var. Durmayın, hareket edin, imkanlarınız yoksa da yaratın. Mutlu olun, Mutlu edin. Tadını çıkarın herşeyin. ??. Başarmak bizim elimizde, yeterki başlayalım bir yerlerden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder