10 Ağustos 2015 Pazartesi

Anneleri Rahat Bırakın

Bizim toplumumuzda anneye bakış açısı çok tuhaf. Çocukla ilgili tüm sorumluluk ve yapılabilecek tüm işler annenin görevi oluyor ve bu durum da kadınları çok yoruyor. En ufak bir aksilikte yada çocuğun bir küçük hatasında hemen anne sorgulanıyor. Annenin hata yapma şansı yok, anne her şeyi kusursuz ve tam olarak düşünmeli, anne her zaman pür dikkat olmalı, her zaman zinde olmalı , enerjik olmalı, anne her zaman derli toplu olmalı, tertipli düzenli olmalı falan filan…

Geçen gün parkta çocukların oyun oynamasını seyrederken birr duruma şahit oldum. Üzülerek seyrettim. Bir kayınvalide ve gelin  iki küçük çocuğu da alıp parka gelmişler. anne her iki çocuğuyla da eşit ilgilenebilmek için çaba harcıyor. duruşundan da belli ki, çocukları arasında en ufak bir yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemiyor, her ikisi ile de olan ilişkisinde dengeyi tutturmaya çalışıyor. Çocuklarda çok mutlu anne de son derece keyifli. o sırada çocuklardan biri su istiyor anneden, belli ki uzun bir süredir oradalar. Anne çantasına elini atıyor su şişesindeki su bitmek üzere, o sırada diğer çocuk da koşarak anneye doğru geliyor, o da su istiyor. Suyun ikisine de yetmesi mümkün değil, annenin yüz çizgileri değişiyor hemen. bir yol bulmaya çalışıyor, etrafa bakınıyor yakında bir yerden su alabilir miyim diye. Çocuklar ısrarla annenin eteklerinden çekiştiriyorlar. Anne çaresiz, o an da babaanne hemen giriyor mevzuya ” fazla su almadın mı? Neden su bitti ?” anne üzgün. Bu kadar kalacağımızı tahmin etmemiştim, bu su onlara yeter sanmıştım falan gibi cümleler kuruyor ancak babaanneyi memnun edemiyor. Karşı taraftan herhangi bir yorum gelmiyor ancak anne un ufak oluyor kayınvalide karşısında.

Aradan kısa bir zaman geçiyor anne su alıp geliyor, çocuklardan biri suyu içerken üzerine döküyor. Anne hemen müdahale ediyor ama çocuğun üstü ıslanıyor. Çantasına elini atıyor az önce dondurma döktüğü için üzerini değiştirdiği kirli kıyafetler geliyor geline. Kayınvalide hemen duruma dahil oluyor ” yedek kıyafet almadın mı? ve benzeri bir kaç kelime sıralıyor arka arkaya. Anne yine un ufak oluyor karşımızda.

Çocuklar mızmızlanmaya başlıyor artık, uyku saatleri gelmiş. Bir tanesi annenin kucağında uyudu uyuyacak bir halde. Eve giden yol uzun belli ki. Anne uyutmamaya çalışıyor çocuğu. Kayınvalide hemen yetişiyor.” Uyjku saati mi şimdi? ee niye vaktinde dönmedik eve. Bu çocuk ne olacak şimdi?”

Valla anlatırken içim sıkıldı. Şu annelerin eziyeti nedir böyle. Hep birileri yorum yapar, hep eleştirir hep beğenmez. Bazen sözle ifade etmezler ama ifadenin tel dili söz değil ki. O gün o anneyi seyrederken çok üzüldüm. Halbuki o anne tek başına olsaydı,, daha az yorulacaktı, daha az incinecekti. Çünkü eksikte olsa yaptıklarını tamamlamanın bir yolunu bulacaktı kendi kendine. Ve eğlenmiş olarak dönecekti evine.

Bu yazıyı okuyan herkes ama herkes kendine şöyle bir baksın ne olur. Çevremizdeki anneleri ne kadar özgür bırakıyoruz? onlara eleştiren gözlerle mi bakıyoruz? ne kadar müdahale ediyoruz? müdahale etmeli miyiz? nereler de ve ne kadar müdahale etmeliyiz? Hadi biraz sorgulayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder