Veeeee kış geldi... herkes gibi ben de güneşli havaları pek severim, sıcaktan bunalmadığım, serinleyecek gölgelikler bulabildiğim, bol ağaçlı, bol Denizli, bol müzikli günleri severim. Baharla birlikte güneşin daha çok kendini göstermesi, uzun , hiç bitmeyecek gibi geçen günleri severim. Ilık bir meltem esintili, denizin tam ortasında bir teknede gün batımını seyretmeyi, yıldızların üzerine yağacak gibi duruşunu seyretmeyi severim. Dondurmayı, limonatayı, bol buzlu bir içeceği, kumu, güneşi, plaj havlusunu, güneş kremimi severim. Sabah ayrı, öğlen ayrı, akşam ayrı ve hatta gece ayrı plan yapmayı , tüm gün bitmek bilmeyen enerjimi severim. Uzmanlar doğru söylüyor, güneş enerjisi hepimize iyi geliyor, bizi dinç, dinamik tutuyor, duygularınızı dengeliyor ve daha neler neler.
Hayatım boyunca yaz biterken derin bir hüzün yaşadım. Her dakika ha geldi ha gelecek, çok soğuk olacak, bu kış nasıl geçecek, yağmur da çok yağıyor dışarı çıkmasam daha iyi olur diye düşünerek geçti yıllarım. Ne yazık ki harcadım zamanı, heba ettim kendimi. Halbuki güneşi az olsa da, enerjisi pek olmasa da kış da güzel bir mevsimdi kendince. Filmlerde gördüğümüz en eğlenceli, en keyifli filmler yaz mevsiminde çekiliyor, en kasvetli, en hazin duygularımızı ön plana çıkaran filmler de kışın çekiliyor. Yani sanki hüzün mevsimi kış, keyif ve mutluluk mevsimi yazmış gibi. Galiba bilinçaltımızın da bir oyunu bu.
Son dönemlerde bir karar aldım kendimce, zaten ruh halimi mevsimlerin etkilememesi için yoğun çaba sarfediyordum ve biraz idmanlıydım. Fakat şimdi çok net karar verdim KIŞ MEVSİMİ ÇOK EĞLENCELİ VE ÇOK MUTLU GEÇECEK diye. Ve şimdi şuan huzurunuzda söz veriyorum kendine, bu kış çok eğleneceğim, çok güleceğim ve çok hareketli, muhteşem bir kış mevsimi geçireceğim , SÖZ...
Bu gün yağmur yağdı, güneş hiç kendini göstermedi. Dün geceden kalma hafif bir soğuk algınlığı ve halsizlik şikayetimle uyandım. Çocuklar da pazartesi sendromu ile uyandılar. Özellikle kızım çok mutsuz uyandı, gece bir rüya görmüş ve çok korkmuş, sabah da bu rüyanın artçılarını yaşayarak güne başladık. Önce yataktan kalkmak istemedi, sonra giyinmek istemedi sonra da okula gitmek istemedi. Uzun bir süre onu ikna etmekle uğraştık, sinirlerimiz gerildi ve evde tansiyon yükseldi. Komşulardan özür dileriz ama bazı çocuklar zor bir kişiliğe sahip oluyor ve biz beceriksiz ebeveynler de durumu yönetemeyebiliyoruz. Yani anlayacağınız gün keyifsiz başladı. Onları okula yollayınca bir süre uzandım, pencereden dışarı baktığımda çok kasvetli bir hava vardı. Sağanak bir yağmur vardı.
Yürüyüşe çıkmak için yeterli gücü bulamadım kendimde, yatağa geri döndüm, karnım acıkmıştı ama hiç birşey yemek istemiyordum. Sonra durdum " kendine gel, ayağa kalk, güzel bir kahvaltı sofrası hazırla, çay demle ve gülümse" dedim kendime. Benliğinizi hemen ayağa kaldıracak bir eylem yapmazsanız duygularınız sizi ele geçirir ve " keşkelerle " dolu bir hayat yaşarsınız. Benim hiç niyetim yok keşkeli bir hayat yaşamaya. O sebeple hemen kalktım, çayımı demledim, kahvaltımı ettim, sonra akşam için sebze yemeği yaptım. Ve kendimi çok iyi hissediyordum. İyi ki kendimi ayağa kaldırmışım dedim, değilse hiç kalkacağım yoktu.
Evden kuaföre gitmek üzere yola çıktım, hala yağmur yağıyordu, Zihnimden geçen düşüncelere engel olamadım " bu kış nasıl geçecek, hava çok soğuk, sadece bir parça güneşi görseydim bari " diye düşünmeye başladım. Neyse ki kendimizi frenlemek bizim elimizde, hemen düşüncemi başka yöne çevirdim. Yayında konuğumla neler konuşacağımı düşünmeye başladım, böylece olumsuz düşüncelerimi uzaklaştırmış oldum.
Bugün verdiğim bu karar için küçük adımlar attım ve başarılı oldum. Az önce üşenmedim tüm kışı Mutlu geçirmek için kendime bir yol haritası çizdim.
1. Kural ; her sabah hareket edeceğim, yağmur çamur da olsa yürüyeceğim
2. Kural; günümü planlayacağım, hergün için günümü eğlenceli geçirecek etkinlikler yapacağım( arkadaşlarla kahve içmek, kütüphaneye gitmek, güzel bir cafe keşfedip Yen'i bir kahve tadı denemek, kitapçıya gitmek, bir film izlemek, deniz kenarında yürüyüş ....) gibi..,
3. Kural ; çocukları okuldan alınca omlarında çok eğleneceği bir etkinlik yapmak ( evde oyun , boyama, kesme yapıştırma, geleneksel oyunlar vb...)
4.kural; eşimle bir film, tiyatro, başbaşa yemek yemek yada kahve içmeye gitmek...
5. Kural; kitap okumadan uyuma ( bu benim hayattaki en iyi alışkanlığım)👏👏👏👏
6. Kural ; sevimli çoraplar, terlikler, diz örtüsü , sempatik kupalar alıp etrafı renklendirmek...
6. Kural; kışın en sevilen içecekleri ve yiyecekleri elimin altında bulundurmak , sahlep, sıcak çikolata, zencefilli ballı çay, ıhlamur, patlamış mısır, kestane, boza...
7. Kural ; evin bir köşesini kış köşesi yap, temsili sembolik birşeyler olsun. Odunlar, kozalaklar falan olan bir köşe yaratmak Çocuklarla orada oyunlar ıynamak...
En büyük tavsiyem;
Veeee soğuğu sev, sahlebi, kestaneyi, kalın montları, ıslak elbiseleri, üşüyen burnunu sev. Soğuğun yüzüne çarptığında yarattığı canlanma halini sev, pencereden karın yağışını seyretmeyi sev. Hatta karların içinde yürü, yuvarlan .
Aslında hayatın her anını sev, yazını kışını, baharını. Hazanı, hüsranı, sevdayı, umudu sev. Hayat böyle, mevsimler gibi... hayatı sev... mevsimi sev... kendini sev... Kışı sev...
Hoşgeldin Kış..,
Hayatım boyunca yaz biterken derin bir hüzün yaşadım. Her dakika ha geldi ha gelecek, çok soğuk olacak, bu kış nasıl geçecek, yağmur da çok yağıyor dışarı çıkmasam daha iyi olur diye düşünerek geçti yıllarım. Ne yazık ki harcadım zamanı, heba ettim kendimi. Halbuki güneşi az olsa da, enerjisi pek olmasa da kış da güzel bir mevsimdi kendince. Filmlerde gördüğümüz en eğlenceli, en keyifli filmler yaz mevsiminde çekiliyor, en kasvetli, en hazin duygularımızı ön plana çıkaran filmler de kışın çekiliyor. Yani sanki hüzün mevsimi kış, keyif ve mutluluk mevsimi yazmış gibi. Galiba bilinçaltımızın da bir oyunu bu.
Son dönemlerde bir karar aldım kendimce, zaten ruh halimi mevsimlerin etkilememesi için yoğun çaba sarfediyordum ve biraz idmanlıydım. Fakat şimdi çok net karar verdim KIŞ MEVSİMİ ÇOK EĞLENCELİ VE ÇOK MUTLU GEÇECEK diye. Ve şimdi şuan huzurunuzda söz veriyorum kendine, bu kış çok eğleneceğim, çok güleceğim ve çok hareketli, muhteşem bir kış mevsimi geçireceğim , SÖZ...
Bu gün yağmur yağdı, güneş hiç kendini göstermedi. Dün geceden kalma hafif bir soğuk algınlığı ve halsizlik şikayetimle uyandım. Çocuklar da pazartesi sendromu ile uyandılar. Özellikle kızım çok mutsuz uyandı, gece bir rüya görmüş ve çok korkmuş, sabah da bu rüyanın artçılarını yaşayarak güne başladık. Önce yataktan kalkmak istemedi, sonra giyinmek istemedi sonra da okula gitmek istemedi. Uzun bir süre onu ikna etmekle uğraştık, sinirlerimiz gerildi ve evde tansiyon yükseldi. Komşulardan özür dileriz ama bazı çocuklar zor bir kişiliğe sahip oluyor ve biz beceriksiz ebeveynler de durumu yönetemeyebiliyoruz. Yani anlayacağınız gün keyifsiz başladı. Onları okula yollayınca bir süre uzandım, pencereden dışarı baktığımda çok kasvetli bir hava vardı. Sağanak bir yağmur vardı.
Yürüyüşe çıkmak için yeterli gücü bulamadım kendimde, yatağa geri döndüm, karnım acıkmıştı ama hiç birşey yemek istemiyordum. Sonra durdum " kendine gel, ayağa kalk, güzel bir kahvaltı sofrası hazırla, çay demle ve gülümse" dedim kendime. Benliğinizi hemen ayağa kaldıracak bir eylem yapmazsanız duygularınız sizi ele geçirir ve " keşkelerle " dolu bir hayat yaşarsınız. Benim hiç niyetim yok keşkeli bir hayat yaşamaya. O sebeple hemen kalktım, çayımı demledim, kahvaltımı ettim, sonra akşam için sebze yemeği yaptım. Ve kendimi çok iyi hissediyordum. İyi ki kendimi ayağa kaldırmışım dedim, değilse hiç kalkacağım yoktu.
Evden kuaföre gitmek üzere yola çıktım, hala yağmur yağıyordu, Zihnimden geçen düşüncelere engel olamadım " bu kış nasıl geçecek, hava çok soğuk, sadece bir parça güneşi görseydim bari " diye düşünmeye başladım. Neyse ki kendimizi frenlemek bizim elimizde, hemen düşüncemi başka yöne çevirdim. Yayında konuğumla neler konuşacağımı düşünmeye başladım, böylece olumsuz düşüncelerimi uzaklaştırmış oldum.
Bugün verdiğim bu karar için küçük adımlar attım ve başarılı oldum. Az önce üşenmedim tüm kışı Mutlu geçirmek için kendime bir yol haritası çizdim.
1. Kural ; her sabah hareket edeceğim, yağmur çamur da olsa yürüyeceğim
2. Kural; günümü planlayacağım, hergün için günümü eğlenceli geçirecek etkinlikler yapacağım( arkadaşlarla kahve içmek, kütüphaneye gitmek, güzel bir cafe keşfedip Yen'i bir kahve tadı denemek, kitapçıya gitmek, bir film izlemek, deniz kenarında yürüyüş ....) gibi..,
3. Kural ; çocukları okuldan alınca omlarında çok eğleneceği bir etkinlik yapmak ( evde oyun , boyama, kesme yapıştırma, geleneksel oyunlar vb...)
4.kural; eşimle bir film, tiyatro, başbaşa yemek yemek yada kahve içmeye gitmek...
5. Kural; kitap okumadan uyuma ( bu benim hayattaki en iyi alışkanlığım)👏👏👏👏
6. Kural ; sevimli çoraplar, terlikler, diz örtüsü , sempatik kupalar alıp etrafı renklendirmek...
6. Kural; kışın en sevilen içecekleri ve yiyecekleri elimin altında bulundurmak , sahlep, sıcak çikolata, zencefilli ballı çay, ıhlamur, patlamış mısır, kestane, boza...
7. Kural ; evin bir köşesini kış köşesi yap, temsili sembolik birşeyler olsun. Odunlar, kozalaklar falan olan bir köşe yaratmak Çocuklarla orada oyunlar ıynamak...
En büyük tavsiyem;
Veeee soğuğu sev, sahlebi, kestaneyi, kalın montları, ıslak elbiseleri, üşüyen burnunu sev. Soğuğun yüzüne çarptığında yarattığı canlanma halini sev, pencereden karın yağışını seyretmeyi sev. Hatta karların içinde yürü, yuvarlan .
Aslında hayatın her anını sev, yazını kışını, baharını. Hazanı, hüsranı, sevdayı, umudu sev. Hayat böyle, mevsimler gibi... hayatı sev... mevsimi sev... kendini sev... Kışı sev...
Hoşgeldin Kış..,
Merhabalarrr Tülay Yanıkoğlu Yazıcı..Ben yaz çocuğuyum,ağustos doğumlu olmam buna sebep sanırım.Kış mevsimi ile aram pek fazla iyi değil.Üşüyen eller,ayaklar,kat kat üste giyilen kıyafetler,hastalıklar,havanın kapalı kasvetli olmasının etkileri geliyor aklıma ilk.Ama bunun yanında dediğiniz gibi her mevsimin tadını çıkararak yaşamak gerekir hayatı..Blogunuzu takibe aldım,ben de http://yesimlehertelden.blogspot.com.tr/ sayfama beklerim sizi...Sevgiler..
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil