Merhaba değerli okurlarım, bu hafta yine farklı ve özel bir Anne Röportajı ile sizlerle beraberim. Üç oğlu olan ve üçü de prematüre doğan bir annenin hikayesini sizlerle paylaşacağım. Hem üç oğlan çocuk, hem prematüre doğumlar hem de çalışan bir anne olmak üzerine keyifli bir söyleşi sizleri bekliyor, keyifli okumalar...
Merhaba Yeşim hanım, kendinizi biraz tanıtır mısınız?
Merhaba, 1975 doğumluyum. Öğretmen anne babanın 4 kızından en büyüğüyüm. İlk torun olarak anneannem ve dedem tarafından el bebek gül bebek büyütüldüm. İyimser ve sevgi dolu bir dünyaya çok inandırıldım. Mutlu ve özenli bir çocuk olarak büyütüldüm. Başarılı bir öğrenci idim. O zamanların kısa yoldan memur olsun zihniyeti ile bir anda kendimi ebelik sağlık meslek lisesinde buldum. Ama içimde eğitmen olma isteği hep vardı. 17 yaşında çalışma hayatına başladım. Evlilik çocuklar derken yıllar geçmiş. Ben hep pozitif ve sevgi dolu rengarenk yaşamaya özen gösteriyorum. ’Hayatta her şeyin nedeni vardır’ inandığım bir kalıp cümlesi. 23 yıllık çalışma hayatım var. Şu an Bahar Tadında Gebelik Eğitim ve Danışmanlık sahibiyim. Anne adaylarına ve eşlerine eğitim ve destek veriyorum ve bir evin ruh halini o evin kadınının belirlediğini düşünüyorum…
Annelik planladığın dönemde mi gerçekleşti?
19 yaşında evlendim. 24 yaşında artık anne olmalıyım dedim. Daha sonra 7 yıl aralıklarla diğer çocuklarım dünyaya geldi. Annelik konusunda ki en büyük doğrum beraber büyümek ve her daim öğrenmek.
3 çocuğunuz var ve aynı zamanda çalışan bir kadınsınız, bu yoğunluk sizi etkiledi mi?
Çalışan kadın olmak zamanı etkin kullanmayı öğretiyor. 3 çocuk sahibi olmayı elbette istedim. 3 oğlum var ve şu an en büyük hayalim bir kız evlat edinip 4 çocuğumuzun olması aslında.
İlk çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?
İlk kez anne olduğumda çok şaşkın ve tecrübesizdim. Emin olduğum tek şey onu çok sevdiğimdi. Ama bakımı konusunda annem en büyük destekçimdi. İlk oğlumla beraber büyüdük. O benim yol arkadaşım. İkinci oğlumda kendime güveniyor ne yapacağımı biliyordum. Onu kendinden emin büyüttüm. Çünkü tecrübe kazanmıştım. 3.cü oğlum uzun süre küvezde kaldı. Prematüre anneliği ne demek bana onu öğretti.
Bir ebe olarak annelik sürecine daha kolay geçiş yapmışsınızdır diye düşünüyorum. Mesleğinizin size katkıları oldu mu?
Ebe olmak, doktor olmak annelik söz konusu olduğunda geri planda kalıyor. Daha bilinçli oluyorsunuz ama çok da soğukkanlı olamıyorsunuz. Mesleğiniz geri planda annelik duyguları , hassasiyeti, özeni hep ön planda kalıyor.
Nasıl bir anne olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Ben önce kendim olmayı önemsedim. Mutlu, başarılı, sağlıklı, ne istediğini bilen, güçlü bir kadın olmak, sevmek ve sevilmek çok önemli benim için. Çocuklarım hayatımın merkezi değil çok önemli bir bölümü her daim. Annelik, kadın olmak, eş olmak, iş kadını olmak ,dost olmak hepsi dengede olsun diye çaba gösteriyorum.
En çok hangi dönemlerde ve durumlarda zorlandınız?
Şanslıyım . Çocuklarımı büyütürken anneanne, babaanne hep destekçim oldular. Ve bakıcı konusunda kötü bir deneyim yaşamadım. Nöbet tutulan bir mesleğim olduğu için gece çalışmak ,özel günlerde bayram vb. günlerde hasta oldukları zaman onları bırakmak zor geldi. Bazen gösterilerini kaçırmak….
Çalışan anne olmanın zorlukları nelerdi?
Çalışan bir anne olarak çocuklarıma erken yaşta sorumluluklar vermek zorunda kaldım. Hiç unutmuyorum; büyük oğlum ilkokula başladığında arkadaşlarının annelerinin teneffüslerde terlediklerinde atletlerini değiştirdiğini ama benim orada olmadığım, bunu yapamadığım için üzüldüğünü söylemişti. Bu tarz duygusal anlar yaşıyorsunuz maalesef.
Çocuklarınızla beraber neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Yaş aralıkları fazla olduğu için beraber ortak noktayı sadece yaz tatillerinde yakalayabiliyoruz. Biri ergen, biri çocuk, biri bebekken en zorlandığım zamanlardı. Buradan şunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim; kardeşler arası yaş farkı çok olmamalı. Ama yinede en keyif aldığımız aktiviteler evde beraber yaptıklarımız. Kurabiye, yemek, taş boyama, kitap okuma saatleri, vb
Çocuklarınızın Her biri ile ayrı ayrı vakit geçirebiliyor musunuz?
Mecburen yaşları farklı olduğu için ayrı zaman geçirmem gerekiyor. Büyükle sinemaya gidiyorken ortanca ile yüzmeye küçükle parka gitmek gibi örnekleyebilirim. Hep şöyle derim; 24 saat bana yetmiyor.
En mutlu anlarınız hangileri?
Tüm aile bir arada olduğunda en mutlu anlarımız. Mesela bir akşam yemeği. Eşim ve ben nöbet tuttuğumuz için tüm ailenin bir arada olabilmesi bizim için çok anlamlı. Hem çekirdek aile olarak hem de büyük aile olarak bir arada olmayı sık sık yapmaya çalışıyoruz. Doğum günü kutlamaları bizim için çok özel. Meslekteki en mutlu anımdan bahsetmeden geçemeyeceğim. Bir bebeğin doğduğu an benim için tarifi olmayan bir his.
Çalışan anne olarak zamanı nasıl yönetiyorsunuz?
Zaman yönetimi konusunda eşim en büyük destekçim. Ev düzen ve temizliği konusunda yardım alıyorum. Diğer günlük işlerde eşim destek olur. Biz hayatı her anlamda paylaşıyoruz. Evdeki iş ve sorumluluklar konusunda çocukların da görev ve sorumlulukları var tabi. Çiçekleri sulamak, çöpü atmak, bazı sabahlar kahvaltı hazırlamak gibi. Mutfak benim alanım. Ne kadar yoğun olursam olayım mutlaka yemeklerimi kendim yaparım. Evden kek, kurabiye eksik olmaz. En çok hoşlandığım anlardan biri gündüz evde isem çocukları ve eşimi mis gibi kek ve poğaça kokusu ile karşılamak…
Annelere ve anne adaylarına tavsiyeleriniz neler olurdu?
Hayat anlardan ibaret… Ve her an çok değerli ve bir tekrarı yok. Önce kendine saygı duymalı kadın ve sevmeli. Siz kendinize ne kadar değer verirseniz hayat size onu sunar. Annelik ve kadınlık birbirinden ayrı düşünülemez. Mutlu , kendinden emin, başarılı bir kadın, bir o kadar da iyi bir annedir. Aileniz ve çocuklarınızla kaliteli, özünde sevgi olan birkaç saatin yerini hiç bir şey doldurmaz. Mutlu, sağlıklı, özgüveni olan , sevgi dolu çocuklar yetiştirebilirsek dünyayı değiştirebiliriz sevgili anneler… Bahar tadında bir yaşam dilerim sevgiler.
Yeşim hanıma bu içten ve keyifli röportaj için çok teşekkür ederim. Yeni röportajlarda görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder